2 direkte Treffer gefunden für: siz


77 indirekte Treffer gefunden für: siz

Deutsch Türkisch
abdichten {v} [Ventil: dichtete ab, hat abgedichtet] sızdırmazlaştırmak
abdichten {v} [Öle, Fette: dichtete ab, hat abgedichtet] sızmayı önlemek için tıkamak
abdichtend {adj} sızdırmayan
abdichtender Anstrich {sub} {m} sızmayı önleyici boya
der Abdichter {sub} {m} sızmayı önleyen
der Abdichter {sub} {m} sızmayı önleyici
das Abdichtmittel {sub} {n} sızdırmazlaştırıcı
das Abdichtmittel {sub} {n} sızmayı önleyici madde
die Abdichtmutter {sub} {f} sızmayı önleyici somun
der Abdichtring {sub} {m} sızmayı önleyici halka
die Abdichtung {sub} {f} sızdırmazlaştırma
die Abdichtung {sub} {f} sızmayı önlemek için tıkama
die Abdichtungsblech {sub} {f} sızdırmazlık sacı
die Abdichtungsstoff {sub} {f} sızmayı önleyici madde
abfließen {v} [floss ab, ist abgeflossen] sızmak
abgedichtet {adj} sızdırmaz
abgedichtete Deponie {sub} {f} sızdırmaz depo
abgedichtete Maschine {sub} {f} sızdırmaz makine
abgeschmolzenes Ventil {sub} {n} sızdırmaz supap
die Abgänge {sub} {pl} sızıntı veya çıkış yolları
abknacken {v} {ugs.} sızıp kalmak
abschmelzen {v} [schmolz ab, ist abgeschmolzen] sızdırmaz yapmak
absickern {v} sızmak
abzapfen {v} [zapfte ab, hat abgezapft] sızdırmak
als Ihre abschließende Teilzahlung sizin son ödeme taksidiniz olarak
als Ihre letzte Teilzahlung sizin son ödeme taksidiniz olarak
auf Dichtheit prüfen sızdırmazlığını kontrol etmek
auf Ihre Arbeitsleistung zu verzichten sizin işgücünüzden vazgeçmek
auf Ihre Rechnung sizin hesabınıza
auf Lecks überprüfen sızma olup olmadığını incelemek
ausbluten {v} [Bauwesen: Ausbluten des Betons] sızmak [beton sızması]
ausfließen {v} [floss aus, ist ausgeflossen] sızmak
ausfließen lassen {v} sızdırmak
ausfließend {adj} sızarak
auslaufende Batterie {sub} {f} sızan batarya
auslaufende Flüssigkeit {sub} {f} sızan su
die Auslaufgefahr {sub} {f} sızma tehlikesi
der Auslaufschaden {sub} {m} sızma hasarı
der Auslaufschutz {sub} {m} sızmayı önleyici
die Auslaufschäden {sub} {f} sızma hasarları
auslaufsicher sızma emniyetli
der Auslaufspalt {sub} {m} sızma yarığı
die Auslaufstation {sub} {f} sızma istasyonu
die Auslaufsteuerung {sub} {f} sızma yönlendirmesi
der Auslaufversuch {sub} {m} sızma deneyi
die Auslaugung {sub} {f} [Herauslösung von Substanzen] sızma
auspuffen {v} sızmak
ausquetschen {v} sızdırmak
ausrinnen {v} sızmak
ausschwitzen {v} sızmak
ausschwitzen {v} sızıntı yapmak
unergründet {adj} nedensiz
ununiformiert {adj} [nicht uniformiert] uniformasız
... los ...siz
abakteriell {adj} bakterisiz
die Abart {sub} {f} kaidesiz
abartikulär düzensiz
aber ohne Erfolg fakat başarısız
aber sozial unbeholfen ancak sosyal açıdan yeteneksiz
aberwitzig {adj} [unsinnig; wahnwitzig] anlamsız
abflusslos {adj} akıntısız
abgabenfrei vergisiz
abgasfrei {adj} atık gazsız
abgasfrei {adj} dışatımsız
abgeblättert yapraksız
abgebraucht {adj} değersiz
abgefärbt boyasız
abgehalftert eğersiz
Abgeneigtheit gegen {sub} {f} …a karşı isteksiz
Abgeneigtheit gegen {sub} {f} …e karşı isteksiz
abgeschlagen {adj} halsiz
abgeschmackt [Meinung] mantıksız
abgeschmackt [Unterhaltung] tatsız
abgespannt {adj} dermansız
abgespannt {adj} takatsız
abgespannter {adj} daha takatsiz
abgestandene Luft havasız
0.004s