Keine direkten Treffer gefunden für: Ir

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: Ir

Deutsch Türkisch
abgelegen ırak
abgeschnitten irtibatı kesilmiş
abgeschnitten sein [von der Außenwelt] irtibatı kesilmiş olmak
absacken {v} [Flugzeug: sackte ab, hat abgesackt] irtifa kaybetmek
die Abschnürung {sub} {f} irtibatını kesme
die Abulia {sub} {f} [Abulie] irade kaybı
die Abulia {sub} {f} [Abulie] irade zayıflaması
die Abulie {sub} {f} [Med.] irade yitirme
die Abulie {sub} {f} irade kaybı
die Abulie {sub} {f} irade zaafı
ad hoc irticalen
die Ad-hoc-Mitteilung {sub} {f} irticalen bildiri
Aktionsprogramm gegen Apartheid {sub} {m} ırkçılığa karşı aksiyon programı
die Amarelle {sub} {f} iri ve siyah vişne
die Amarellen {sub} {pl} iri ve siyah vişneler
die Amazone {sub} {f} iri yapılı kadın cinsi
das Analyseprogramm {sub} {n} irdeleyici izlence
analysieren {v} [analysierte, hat analysiert] irdelemek
der Anfahrtsweg {sub} {m} irtibat yolu
angestammt {adj} irsi
Anhänger der Rassentrennung {sub} {m} ırk ayırımı tutkunu
das Ankerspill {sub} {n} ırgat
anknüpfen {v} [knüpfte an, hat angeknüpft] irtibata geçmek
der Anknüpfungspunkt {sub} {m} irtibat noktası
die Anknüpfungspunkte {sub} {pl} irtibat noktaları
der Ankoppelkreis {sub} {m} irtibat çemberi
der Anschluss {sub} {m} irtibat
die Anschlussdose {sub} {f} irtibat kutusu
der Anschlussflansch {sub} {m} irtibat halkası
das Anschlussglied {sub} {n} irtibat parçası
die Anschlusskarte {sub} {f} irtibat kartı
der Anschlusskasten {sub} {m} irtibat kutusu
der Anschlussort {sub} {m} irtibatlama noktası
die Anschlussstelle {sub} {f} irtibat bürosu
der Anschlussstift {sub} {m} irtibat fişi
ansehnlich {adj} iri yarı
die Apartheid {sub} {f} ırk ayırımı
die Apartheid {sub} {f} ırkçılık politikası
die Apartheidpolitik {sub} {f} ırk ayrımı politikası
das Apartheidregime {sub} {n} ırk ayrımcılığı yapan yönetim
Arbeiterkammer der Islamischen Republik Iran {sub} {f} İran İslam Cumhuriyeti işçi birliği
der Arbeitssklave {sub} {m} ırgat
die Arbeitssklaven {sub} {pl} ırgatlar
die Art {sub} {f} ırk
die Aufblendung {sub} {f} irisle açılma
Aufgabe der Dienstbarkeit irtifak hakkının terki
Aufgabe Dienstbarkeit {sub} {f} irtifak hakkının terki
Aufhebung der Rassenschranken {sub} {f} ırk ayırımının kaldırılması
Aufhebung der Rassentrennung {sub} {f} ırk ayırımının kaldırılması
die Augenpinzette {sub} {f} iris pensesi
aus dem Stegreif [ohne Vorbereitung] irticalen
das Aalgift {sub} {n} yılanbalığı kanında bulunan zehir
ab Lager lieferbar depodan teslim edilebilir
abbaubar [Erze] işletilebilir
abbaubar [Maschine] sökülebilir
abbaubar, leicht~ kolay işletilebilir
abbaufähig {adj} ayrışabilir
abberufbar {adj} geriye çağrılabilir
abbiegen nach links verboten {v} sola sapmak yasaktır
abbiegen nach links verboten {v} (buradan) sola dönmek yasaktır
abblendbar {adj} karartılabilir
abbrennbares Gift {sub} {n} [Neutronenabsorber im Kernreaktor] yanabilen zehir
abbrennbares Gift {sub} {n} yakılabilir zehir
die Abböschung {sub} {f} bayır
die Abdachung {sub} {f} bayır
abdingbar {adj} pazarlığı yapılabilir
abdingbar {adj} tartışılabilir
abdruckbar {adj} basılabilir
Abdrücken verboten {sub} {n} basmak yasktır
das Abdrückzylinder {sub} {n} itici silindir
die Abendkasse {sub} {f} akşam seansından elde edilen gelir
Abendprogramm ist meistens ganz gut {sub} {n} akşam programı genelde iyidir
aber nein fakat hayır
aber noch zu vertreten fakat yinede kabul edilebilir
aber verzögerter Befehl ancak geciktirilmiş emir
abfahrbar {adj} hareket edebilir
abfahrbereit hareket etmeye hazır
0.005s