absichtlich töten
{v}
|
kasıtlı öldürme
|
|
absichtliches Vergehen
{v}
|
kasıtlı suç
|
|
die
Absichtlichkeit
{sub}
{f}
|
kasıtlılık
|
|
Absichtlichkeits
|
kasıtlılık
|
|
der
Abtreibungsversuch
{sub}
{m}
|
kasıtlı düşük
|
|
aufeinander hetzen
{v}
[alt]
|
kasıtlı olarak göz yummak
|
|
aufeinanderhetzen
{v}
|
kasıtlı olarak göz yummak
|
|
bewusste Lügen
{sub}
{pl}
|
kasıtlı söylenen yalanlar
|
|
der
Bilanzselbstmord
{sub}
{m}
|
kasıtlı intihar
|
|
die
Bilanzselbsttötung
{sub}
{f}
|
kasıtlı intihar
|
|
böswillige Beschädigung
{sub}
{f}
|
kasıtlı olarak hasar verme
|
|
böswillige Handlung
{sub}
{f}
|
kasıtlı hareket
|
|
böswillige Sachbeschädigung
{sub}
{f}
|
kasıtlı olarak mala hasar verme
|
|
eine bewusste Handlung
|
kasıtlı bir eylem
|
|
er tat es absichtlich
|
kasıtlı yapmıştı
|
|
es war beabsichtigt
|
kasıtlı idi
|
|
etwas Boshaftes
{sub}
{n}
|
kasıtlı bir şey
|
|
herumschikanieren
{v}
|
kasıtlı olarak zorluk çıkarıp durmak
|
|
im Dunkeln lassen
{v}
{ugs.}
[bewusst nicht informieren]
|
kasıtlı olarak bilgi vermemek
|
|
mit Vorbedacht
|
kasıtlı olarak
|
|
mutwilige Arbeitsversäumnis
{sub}
{n}
|
kasıtlı işe gitmeme
|
|
mutwillig beschädigen
{v}
|
kasıtlı hasar vermek
|
|
mutwillig sein
{v}
|
kasıtlı olmak
|
|
mutwillig zerstören
{v}
|
kasıtlı tahrip etmek
|
|
mutwillig zerstören
{v}
|
kasıtlı yıkmak
|
|
mutwillige-
|
kasıtlı-
|
|
mutwillige, böswillige Beschädigung
{sub}
{f}
|
kasıtlı ( kötü niyetli hasar verme
|
|
mutwillige Arbeitsversäumnis
{sub}
{n}
|
kasıtlı işe devamsızlık
|
|
mutwillige Beschädigung
{sub}
{f}
|
kasıtlı hasar verme
|
|
mutwillige Zerstörung
{sub}
{f}
|
kasıtlı tahrip
|
|
die
Mutwilligkeit
{sub}
{f}
|
kasıtlılık
|
|
nicht beabsichtigt
|
kasıtlı değil
|
|
nicht beabsichtigte Anreicherung
|
kasıtlı olmayan katkı
|
|
die
Schikane
{sub}
{f}
|
kasıtlı çıkarılan zorluk
|
|
schikanieren
{v}
[schikanierte, hat schikaniert]
|
kasıtlı olarak güçlük çıkarmak
|
|
sich fallenlassen
{v}
[eine Schwalbe machen]
|
kasıtlı yere düşmek
|
|
unbeabsichtigt
{adj}
|
kasıtlı olmayan
|
|
unbeabsichtigte Wirkungen
{sub}
{pl}
|
kasıtlı olmayan etkiler
|
|
unbeabsichtigtes Auslösen
{sub}
{n}
|
kasıtlı olmayan tetikleme
|
|
vorsätzlich kaputtmachen
{v}
|
kasıtlı bozmak
|
|
vorsätzlich oder grobfahrlässig einen Unfall verursachen
{v}
|
kasıtlı veya suçlu olarak kazaya sebep olmak
|
|
vorsätzlich planen
{v}
|
kasıtlı planlamak
|
|
vorsätzlich schwere Körperverletzung
{sub}
{f}
|
kasıtlı ağır yaralama
|
|
vorsätzliche Tötung
{sub}
{f}
|
kasıtlı öldürme
|
|
vorsätzliche Tötung
{sub}
{f}
|
kasıtlı öldürme
|
|
vorsätzliche Unwahrheit
{sub}
{f}
|
kasıtlı yalan
|
|
vorsätzlicher Mord
{sub}
{m}
|
kasıtlı katliam
|
|
vorsätzliches Tötungsdelikt
{sub}
{m}
|
kasıtlı öldürme suçu
|
|
die
Vorsätzlichkeit
{sub}
{f}
|
kasıtlılık
|
|
zerteppern
{v}
|
kasıtlı parçalamak
|
|
aus reinem Mutwillen
|
tamamen kasıtlı
|
|