5 direkte Treffer gefunden für: intensiv


71 indirekte Treffer gefunden für: intensiv

Deutsch Türkisch
intensiv befahrener Fahrweg {sub} {m} yoğun kullanılan yol şeridi
intensiv fördern {sub} {f} yoğun desteklemek
intensiv genutzte Zeit {v} yoğun kullanılan zaman
intensiv lernen {v} sıkı öğrenmek
intensiv Spülen {sub} {f} yoğun yıkamak
die Intensiv-Bettenstation {sub} {f} yataklı yoğun bakım istasyonu
der Intensiv-Krankenpfleger {sub} {m} yoğun bakımda hademe
die Intensiv-Krankenschwester {sub} {f} yoğun bakımda hemşire
die Intensivbefragung {sub} {f} yoğun sormaca
die Intensivbehandlung {sub} {f} yoğun tedavi
die Intensivbehandlungseinheit {sub} {f} yoğun tedavi birimi
intensive antiretrovirale Behandlung {sub} {f} tümör virüslerine karşı yoğun tedavi
intensive Bearbeitung {sub} {f} yoğun işleme
intensive care syndrom yoğun bakım sendromu
intensive Chemotherapie {sub} {f} yoğun kemoterapi
intensive Faktoren {sub} {pl} yoğun faktörler
intensive Fütterung {sub} {f} yoğun yemleme
intensive Hitze {sub} {f} yoğun sıcaklık
intensive Landwirtschaft modern tarım
intensive Landwirtschaft yoğun tarım
intensive Psychotherapie {sub} {f} yoğun psikoterapi
intensive sozialpädagogische Einzelbetreuung {sub} {f} yoğun sormaca
intensive Verhandlung {sub} {f} yoğun tartışma
intensive Werbekampagne {sub} {f} yoğun reklam kampanyası
intensive Werbung {sub} {f} yoğun reklam
intensiven Kontakt mit der Sprache {sub} {m} lisan ile yoğun irtibat
intensiver {adj} daha yoğun
intensiver Ackerbau {sub} {m} yoğun çiftçilik
intensiver Geschmack {sub} {m} yoğun lezzet
intensiver Lichtfleck {sub} {m} kuvvetli ışıklandırmak
intensiver Tierzuchtbetrieb {sub} {m} yoğun hayvan yetiştirme işletmesi
intensiver Vertrieb {sub} {m} yoğun sürüm
intensiver werden {v} yoğunlaşmak
intensivere daha yoğun
intensivere politische Kontrolle {sub} {f} yoğun politik kontrol
intensives Gefühl {sub} {n} yoğun his
intensives Lernen {v} yoğun ders çalışma
intensives Stichprobenverfahren {sub} {n} yoğun numuneli metot
intensives Studium {sub} {n} yoğun yüksek tahsil
intensives Verhandeln {sub} {f} yoğun pazarlık etme
die Intensivhaltung {sub} {f} yoğun bakım
intensivieren {v} pekiştirmek
intensivieren {v} yoğunlaştırmak
intensivieren {v} şiddetlendirmek
intensivierendes Wort {sub} {n} pekiştirilmiş kelime
intensiviert {adj} pekiştirilmiş
intensivierte Insulintherapie {sub} {f} yoğunlaştırılmış insülin tedavisi
intensivierte Werbewirkung {sub} {f} yoğunlaştırılmış reklam etkisi
die Intensivierung {sub} {f} yoğunlaştırma
Intensivierung der Bemühungen {sub} {f} çabaları yoğunlaştırma
Intensivierung der Gedankenbildung {sub} {f} düşünce oluşumunu yoğunlaştırma
arbeitsintensiv yoğun işgücü gerektiren
beschäftigungsintensiv {adj} işi çok
energieintensiv yüksek enerji gereksinimi
farbintensiv {adj} renkçe yoğun
handarbeitsintensiv el işi yoğun mamul
kapitalintensiv {adj} sermaye yoğun
kostenintensiv {adj} pahalı
laufintensiv {adj} [Sport] çok koşulan
lohnkostenintensiv emek yoğun
lohnkostenintensiv işçilik maliyeti yoğun
personalintensiv {adj} insana dayalı
personalintensiv {adj} personel ağırlıklı
rechenintensiv {adj} ağır hesap
ressourcenintensiv {adj} kaynağa dayalı
sehr intensiv {adj} çok yoğun
wartungsintensiv {adj} yoğun bakım gerektiren
wettbewerbsintensiv {adj} yoğun rekabet
zeitintensiv {adj} zamanca yoğun
zeitintensiv {adj} zaman alıcı
zeitintensiv {adj} zaman kaybı
0.004s