achterlich
[Seemannssprache]
|
arkadan gelen
|
|
achterlich sein
[Seemannssprache]
|
arkadan gelmek
|
|
als Beweis meiner Freundschaft
{sub}
{f}
|
arkadaşlık delili olarak
|
|
als Freund
|
arkadaş olarak
|
|
als Freund akzeptieren
|
arkadaş olarak kabul etmek
|
|
als Freund unterstützen
|
arkadaş olarak desteklemek
|
|
als freundliche Geste
|
arkadaşça jest olarak
|
|
als Zeichen der Freundschaft
|
arkadaşlık işareti olarak
|
|
anfreunden
{v}
[freundete sich an, hat sich angefreundet]
|
arkadaş olmak
|
|
die
Anfreundung
{sub}
{f}
|
arkadaş olmak
|
|
angefreundet
|
arkadaş olmuş
|
|
die
Annäherung
{sub}
{f}
|
arkadaş olma
|
|
Anschluss, rückseitiger -
{sub}
{m}
|
arkadan bağlama
|
|
Ansicht von hinten
{sub}
{f}
|
arkadan görünüş
|
|
die
Atze
{sub}
{f}
[berlin. Freund]
|
arkadaş
|
|
der
Auffahrunfall
{sub}
{m}
|
arkadan çarpma
|
|
aufkündigen
{v}
[kündigte auf, hat aufgekündigt]
|
arkadaşlığı bozmak
|
|
Aufrechterhaltung einer Freundschaft
{sub}
{f}
|
arkadaşlığı sürdürmek
|
|
Band der Freundschaft
{sub}
{n}
|
arkadaşlık bağı
|
|
Bande der Freundschaft
{sub}
{f}
|
arkadaşlık grubu
|
|
Bande der Freundschaft
{sub}
{pl}
|
arkadaşlık bağları
|
|
befreunden
{v}
|
arkadaş etmek
|
|
befreundet
{adj}
|
arkadaş
|
|
beigesellen
{v}
[gesellte bei, hat beigesellt]
|
arkadaş olarak yanına vermek
|
|
Beständigkeit der Freundschaft
{sub}
{f}
|
arkadaşlıkta süreklilik
|
|
Beteuerung der Freundschaft
{sub}
{f}
|
arkadaşlık iddiası
|
|
Bin ich nicht dein Freund?
|
Arkadaşın değil miyim?
|
|
dahinter bleiben
{v}
|
arkada kalmak
|
|
dalassen
{v}
|
arkada bırakmak
|
|
das Gespött der Kameraden sein
{v}
|
arkadaşlarının eğlencesi olmak
|
|
Dauer der Freundschaft
|
arkadaşlığın süresi
|
|
die Freundschaft fortsetzen
{v}
|
arkadaşlığı sürdürmek
|
|
die Freundschaft fortsetzen
{v}
|
arkadaşlığı devam ettirmek
|
|
einen Besuch bei Freunden planen
|
arkadaşları ziyaret etmeği planlamak
|
|
einen Freund begleiten
{v}
|
arkadaşa refakat etmek
|
|
einer meiner Freunde
|
arkadaşlarımdan biri
|
|
er streitet sich mit seinem Freund
|
arkadaşıyla kavga ediyor
|
|
er unterhielt seine Freunde gern
|
arkadaşlarını eğlendirmeyi severdi
|
|
Fersengeld geben
{v}
{ugs.}
[Geld an Freunde oder Familie verleihen]
|
Arkadaş veya Aileye ödünç para vermek
|
|
die
Folge
{sub}
{f}
|
arkadan gelen
|
|
Freuden der Freundschaft
{sub}
{pl}
|
arkadaşlığın mutlulukları
|
|
der
Freund
{sub}
{m}
[Freundschaft]
|
arkadaş
|
|
Freund eines Freundes
{sub}
{m}
|
arkadaş arkadaşı
|
|
das
Freundchen
{sub}
{n}
{ugs.}
|
arkadaşçık
|
|
die
Freunde
{sub}
{pl}
|
arkadaşlar
|
|
Freunde aussuchen
{v}
|
arkadaş seçmek
|
|
Freunde besuchen
{v}
|
arkadaşları ziyaret etmek
|
|
Freunde und Verwandte
{sub}
{pl}
|
arkadaş ve akrabalar
|
|
Freunde von Ihnen?
|
arkadaşlarınızmı
|
|
Freunde werden
{v}
|
arkadaş olmak
|
|
Freunden
[den~]
|
arkadaşlara
|
|
dahinten
{adv}
|
şurada arkada
|
|
ganz hinten
{adv}
|
tam arkada
|
|
ganz weit dahinten
{v}
|
tam arkada
|
|
hier hinten
|
burada arkada
|
|
sowohl vorne wie hinten
|
hem önde hem arkada
|
|
zuhinterst
{adv}
|
en arkada
|
|