die
Barylalie
{sub}
{f}
|
anlaşılmaz veya zor anlaşır bir şekilde konuşmak
|
|
der
Cochon
{sub}
{m}
[Schimpfwort]
|
anlaşılmaz adam
|
|
ein Buch mit sieben Siegeln
|
anlaşılmaz olan
|
|
das
Gemauschel
{sub}
{n}
[ugs.: undeutliches Sprechen]
|
anlaşılmaz konuşma
|
|
die
Geschraubtheit
{sub}
{f}
[des Stils etc.]
|
anlaşılmazlık
|
|
die
Glossolalie
{sub}
{f}
|
anlaşılmaz konuşma
|
|
die
Kakolalie
{sub}
{f}
|
anlaşılmaz konuşma
|
|
kaudern
[veraltet oder landsch.]
|
anlaşılmaz konuşmak
|
|
kaudernd
[landsch., sonst veraltet]
|
anlaşılmaz konuşan
|
|
kaudert
[er, sie, es~]
|
anlaşılmaz konuşuyor
|
|
das
Kauderwelsch
{sub}
{n}
{ugs.}
|
anlaşılmaz konuşma
|
|
Kauderwelsch reden
{v}
|
anlaşılmaz konuşmak
|
|
kauderwelsch redend
|
anlaşılmaz konuş
|
|
Kauderwelsch sprechen
{sub}
{f}
|
anlaşılmaz konuşmak
|
|
kauderwelschen
{v}
|
anlaşılmaz şekilde konuşmak
|
|
die
Konfusion
{sub}
{f}
|
anlaşılmazlık
|
|
der
Kribskrabs
{sub}
{m}
|
anlaşılmaz hareket
|
|
mit der Zunge anstoßen
{v}
[lispeln]
|
anlaşılmaz şekilde konuşmak
|
|
mit unklarer Bedeutung
|
anlaşılmaz anlamlı
|
|
muffeln
{v}
[muffelte, hat gemuffelt]
|
anlaşılmaz şekilde ağzında geveleyerek konuşmak
|
|
nuscheln
{v}
[nuschelte, hat genuschelt]
|
anlaşılmaz şekilde konuşmak
|
|
die
Unbegreiflichkeit
{sub}
{f}
|
anlaşılmazlık
|
|
die
Unbegreiflichkeiten
{sub}
{pl}
|
anlaşılmazlıklar
|
|
die
Undeutlichkeit
{sub}
{f}
|
anlaşılmazlık
|
|
die
Unergründlichkeit
{sub}
{f}
|
anlaşılmazlık
|
|
unklar ausgedrückt
|
anlaşılmaz şekilde telaffuz edilmiş
|
|
unklare Begriffe
{sub}
{pl}
|
anlaşılmaz kavramlar
|
|
unklarer Satz
{sub}
{m}
|
anlaşılmaz cümle
|
|
unklarer Stil
{sub}
{m}
|
anlaşılmaz tarz
|
|
die
Unklarheit
{sub}
{f}
|
anlaşılmazlık
|
|
die
Unvenständlichkeit
{sub}
{f}
|
anlaşılmazlık
|
|
unverständliche Sprache
{sub}
{f}
|
anlaşılmaz lisan
|
|
unverständliche Worte
{sub}
{pl}
|
anlaşılmaz kelimeler
|
|
die
Unverständlichkeit
{sub}
{f}
|
anlaşılmazlık
|
|
die
Unverständlichkeiten
{sub}
{pl}
|
anlaşılmazlıklar
|
|
vage reden
{v}
|
anlaşılmaz konuşmak
|
|
die
Vagheit
{sub}
{f}
|
anlaşılmazlık
|
|
verklauseln
{v}
|
anlaşılmaz hale getirmek
|
|
es ist mir ganz unverständlich
|
benim için tamamen anlaşılmaz
|
|
es ist uns völlig unverständlich
|
bizim için tamamen anlaşılmaz
|
|
für mich unbegreiflich
|
benim için anlaşılmaz
|
|
unergründlichste
{adj}
|
en anlaşılmaz
|
|
unmissverständlich
{adj}
[reformierte Schreibung]
|
yanlış anlaşılmaz
|
|
unmißverständlich
[alte Schreibung - Adj.: sehr deutlich, nachdrücklich, entschieden, in nicht misszuverstehender Deutlichkeit]
|
yanlış anlaşılmaz
|
|
völlig unverständlich
{adj}
|
hiç anlaşılmaz
|
|