1
direkte Treffer gefunden für: guten
56
indirekte Treffer gefunden für: guten
Deutsch
|
Türkisch
|
|
guten Abend!
|
iyi akşamlar!
|
|
Guten Abend, die Dame!
[veraltet oder scherzhaft]
|
iyi akşamlar hanım!
|
|
Guten Abend, die Damen!
[veraltet oder scherzhaft]
|
iyi akşamlar bayanlar!
|
|
guten Absatz finden
{v}
|
iyi satış olanağı bulmak
|
|
guten Appetit!
|
afiyet olsun!
|
|
guten Ertrag abwerfen
{v}
|
iyi verim vermek
|
|
guten Ertrag bringen
{v}
|
iyi verim getirmek
|
|
guten Gewinn bringen
{v}
|
iyi kâr getirmek
|
|
guten Grund haben, etwas zu tun
{v}
|
bir şey yapmak için makul sebebi olmak
|
|
guten Lohn verdienen
{v}
|
iyi geliri olmak
|
|
guten Lohn verdienen
{v}
|
iyi kazancı olmak
|
|
guten Morgen!
[Gruß]
|
Günaydın!
|
|
guten Morgen!
|
iyi sabahlar!
|
|
guten Mutes
|
cesaretli
|
|
guten Mutes sein
{v}
|
cesaretli olmak
|
|
guten Nachmittag
{v}
|
iyi öğleden sonraları
|
|
guten Rat brauchen
{v}
|
iyi tavsiyeye ihtiyaç duymak
|
|
guten Rechner haben
{v}
|
iyi hesap makinesi veya bilgisayarı olmak
|
|
guten Ruf genießen
{v}
|
iyi namı olmak
|
|
guten Tag!
[ab Mittag]
|
iyi günler!
|
|
guten Tag!
[nachmittags]
|
iyi günler!
|
|
guten Tag!, grüß Gott!
|
selam!
|
|
guten Tag!
[vormittags]
|
günaydın
|
|
guten Tag!
[immer]
|
merhaba!
|
|
guten Umgang haben
{v}
|
iyi ilişki sahibi olmak
|
|
guten Willen an den Tag legen
{v}
|
iyi niyet sahibi olmak
|
|
guten Willens sein
{v}
|
iyi niyeti olmak
|
|
die
Gutenachtgeschichte
{sub}
{f}
|
ninni masalı
|
|
die
Gutenachtgeschichten
{sub}
{pl}
|
ninni masalları
|
|
der
Gutenachtkuss
{sub}
{m}
|
iyi geceler öpücüğü
|
|
der
Gutenberg
{sub}
{m}
|
ilk baskı makinesini yapan Alman bilim adamı
|
|
die
Gutenberg-Bibel
{sub}
{f}
|
Gutenberg`in bastığı İncil
|
|
gutentwickelt
{adj}
|
iyi gelişmiş
|
|
der
Gütenachweis
{sub}
{m}
|
kalite ispatı
|
|
die
Gütenorm
{sub}
{f}
|
kalite standardı
|
|
die
Mazarin-Bibel
{sub}
{f}
[Gutenberg-Bibel]
|
Gutenberg İncil‚i
|
|
das ist zuviel des Guten
|
bu kadarı da fazla artık
|
|
das ist zuviel des Guten
|
yeter artık
|
|
einen Schaden vergüten
{v}
|
hasarı karşılamak
|
|
im Guten
|
iyilikle
|
|
im Voraus vergüten
{v}
|
önceden ödemek
|
|
Macht des Guten
{sub}
{f}
|
iyinin gücü
|
|
rückvergüten
{v}
|
düzeltmek
|
|
rückvergüten
{v}
|
iade etmek
|
|
rückvergüten
{v}
|
masrafları karşılamak
|
|
rückvergüten
{v}
|
masrafları ödemek
|
|
vergüten
{v}
[bezahlen: vergütete, hat vergütet]
|
ödemek
|
|
vergüten
{v}
[Metall: vergütete, hat vergütet]
|
sertleştirmek ve tempere etmek
|
|
vergüten
{v}
[Metall: vergütete, hat vergütet]
|
çeliğe su vermek
|
|
vergüten
{v}
[vergütete, hat vergütet]
|
karşılamak
|
|
vergüten
{v}
[vergütete, hat vergütet]
|
tazmin etmek
|
|
vergüten
{v}
[vergütete, hat vergütet]
|
zararını karşılamak
|
|
das
Wasservergüten
{sub}
{n}
|
su ile tempere etme
|
|
zermahlend
{adj}
|
öğüten
|
|
zu viel des Guten
|
gereğinden fazla
|
|
das ist zuviel des Guten
|
bu kadarı çok fazla
|
|
0.003s