8 direkte Treffer gefunden für: buluş


70 indirekte Treffer gefunden für: buluş

Deutsch Türkisch
Belohnung für eine Erfindung buluş için mükâfat
du triffst buluşuyorsun, rastlıyorsun, karşılaşıyorsun
einander treffen {v} buluşmak
der Einfallsreichtum {sub} {m} buluş zenginliği
die Entdeckungen {sub} {pl} buluşlar
erfand [er, sie, es~] buluş yapmıştı
der Erfinder {sub} {m} buluş yapan
die Erfinderin {sub} {f} [weiblich] buluş yapan
der Erfinderwahn {sub} {m} buluş sanrısı
erfindet [er, sie, es~] buluş yapıyor
Erfindung benutzen buluşu kullanmak
Erfindung verwerten buluştan faydalanmak
die Erfindungen {sub} {pl} buluşlar
die Erfindungsanteile {sub} {pl} buluş payları
die Erfindungsbeschreibung {sub} {f} buluş tarifi
der Erfindungsgegenstand {sub} {m} buluşu yapılan şey
die Erfindungshöhe {sub} {f} buluş patentini koruyucu para miktarı
die Erfindungskraft {sub} {f} buluş gücü
die Erfindungsmeldung {sub} {f} buluş bildirimi
das Erfindungspatent {sub} {n} buluş hak sahipliği
die Erfindungspriorität {sub} {f} buluş önceliği
der Erfindungsschutz {sub} {m} buluş koruma
der Erfindungswert {sub} {m} buluş değeri
Erlös aus einer Erfindung {sub} {m} buluştan kazanҫ
frühere Offenbarung der Erfindung {sub} {f} buluşun öncedeb açıklaması
Gegenstand einer Erfindung {sub} {m} buluş konusu
getroffen [treffen: zusammen] buluştu
ich habe meine Erfindung beim Patentamt angemeldet buluşumu patent makamına kayıt ettirdim
ideenarm {adj} buluştan yoksun
das Ingenium {sub} {n} buluş becerisi
die Kontaktaufnahme {sub} {f} buluşup görüşme
Ort des Treffens {sub} {m} buluşma yeri
das Rendezvous {sub} {n} [scherzh.] buluşma
sich ein Stelldichein geben buluşma için sözleşmek
sich treffen {v} buluşmak
sich treffen und zueinander finden {v} buluşmak ve birbiri ile kaynaşmak
sich treffend {adj} buluşan
sich zusammenfinden {v} buluşmak
sie traf buluşmuştu
sie trifft buluşuyor
das Stelldichein {sub} {n} buluşma
traf sich [er, sie, es~] buluşmuştu
traf zusammen [er, sie, es~] buluşmuştu
der Treff {sub} {m} buluşma
der Treff {sub} {m} buluşma yeri
der Treff {sub} {m} buluşulan yer
das Treffen {sub} {n} [Verabredung] buluşma
die Treffen {sub} {pl} buluşmalar
treffen {v} [sich] buluşmak
der Treffpunkt {sub} {m} buluşma noktası
der Treffpunkt {sub} {m} buluşma yeri
beanspruchte Erfindung {sub} {f} hak iddia edilen buluş
brauchbare Erfindung {sub} {f} yarayışlı buluş
echter Fund {sub} {m} gerçek buluş
die Eigenfindung {sub} {f} şahsi buluş
freie Erfindung {sub} {f} serbest buluş
gemeinsame Erfindung {sub} {f} ortak buluş
geniale Erfindung {sub} {f} dahice buluş
der Globulus {sub} {m} homoepatide kullanılan küçük bilya şeklindeki ilaç
der Massenfund {sub} {m} toplu buluş
mikrobiologische Erfindung {sub} {f} mikrobiyolojik buluş
die Neuerfindung {sub} {f} yeni buluş
patentfähige Erfindung {sub} {f} patent için uygun buluş
patentierte Erfindung {sub} {f} patentli buluş
die Schnapsidee {sub} {f} {ugs.} çılgınca buluş
sensationelle Erfindung {sub} {f} sansasyon buluş
die Spinnerei {sub} {f} tuhaf buluş
überraschende Entdeckung {sub} {f} beklenmedik buluş
wissenschaftliche Entdeckung {sub} {f} bilimsel buluş
die Zusatzerfindung {sub} {f} ek buluş
0.004s