29 direkte Treffer gefunden für: Läden


77 indirekte Treffer gefunden für: Läden

Deutsch Türkisch
Laden an der Ecke {sub} {m} köşedeki dükkân
Laden auf Rädern {sub} {m} mobil dükkân
Laden auf Rädern {sub} {m} seyyar büfe
Laden auf Rädern {sub} {m} seyyar satış
Laden der mit reduzierten Preisen verkauft {sub} {m} indirimli fiyatlara satan dükkân
Laden der Sprache abgebrochen {sub} {n} lisan yüklemesi kesintiye uğradı
Laden der Sprache wurde nicht erfolgreich beendet {sub} {n} lisan yüklemesi başarıyla sonuçlandırılamadı
laden des Betriebssystems {sub} {n} işletici sistem yükleme
Laden eines Kondensators {sub} {m} kondansatör şarjı
Laden für billige Kleider {sub} {m} ucuz giyecekler dükkânı
Laden für Süßigkeiten {sub} {m} tatlılar için dükkân
Laden für Wurst- und Fleischwaren {sub} {m} sucuk ve et mamulleri dükkânı
Laden ist geöffnet {sub} {m} dükkân açık
Laden klappt {sub} {m} işler yolunda
Laden und Ausführen {sub} {n} yükleme ve çalıştırma
Laden und Transport {sub} {m} yükleme ve transport
Laden von geringer Größe {sub} {m} küçük çap dükkân
die Ladenangestellte {sub} {f} satış görevlisi
die Ladenangestellte {sub} {f} satış memuru
die Ladenangestellte {sub} {f} tezgâhtar
der Ladenangestellter {sub} {m} satış memuru
der Ladenangestellter {sub} {m} tezgâhtar
der Ladenanschlag {sub} {m} dükkâna suikast
der Ladenaufseher {sub} {m} mağaza denetici
die Ladenaufsicht {sub} {f} mağaza denetimi
die Ladenauslage {sub} {f} dükkândaki satılık eşyalar
die Ladenausstattung {sub} {f} dükkânın donatımı
der Ladenbau {sub} {m} dükkân yapımı
das Ladenbauprogramm {sub} {n} dükkân yapım programı
die Ladenbauten {sub} {pl} dükkân inşaatları
der Ladenbereich {sub} {m} dükkân sahası
der Ladenbesitzer {sub} {m} dükkân sahibi
der Ladenbesitzer {sub} {m} dükkâncı
die Ladenbesitzerin {sub} {f} [weiblich] dükkâncı
der Ladenbesucher {sub} {m} dükkân ziyaretçisi
der Ladenchef {sub} {m} dükkân şefi
ladend {adj} davet eden
der Ladendeckel {sub} {m} dövücü kafa
die Ladendekoration {sub} {f} dükkân dekorasyonu
die Ladendichte {sub} {f} dükkân yoğunluğu
der Ladendieb {sub} {m} dükkân hırsızı
die Ladendiebe {sub} {pl} dükkân hırsızları
die Ladendiebin {sub} {f} dükkân hırsızı
die Ladendiebinnen {sub} {pl} dükkân hırsızları
der Ladendiebstahl {sub} {m} dükkân hırsızlığı
der Ladendiebstahl {sub} {m} mağaza hırsızlığı
die Ladendiebstahlschutz {sub} {pl} mağaza hırsızlığı emniyeti
ladeneigen {adj} dükkâna ait
der Ladeneigentümer {sub} {m} dükkân sahibi
der Ladeneinbruch {sub} {m} dükkân hırsızlığı
der Ladeneinbruch {sub} {m} dükkân soyulması
abbauen und aufladen {v} sökmek ve yüklemek
abgeladen boşaltılmış
abgeladen [er, sie, es ist~] randevusu iptal edilmiş
das Abladen {sub} {n} boşaltma
abladen {v} [ladete ab, hat abgeladen] boşaltmak
abladen {v} [ladete ab, hat abgeladen] yüklemek
abladen {v} [Lastwagen] yükünü indirmek
affektgeladen heyecan dolu
die Akkoladen {sub} {pl} [Musik] kaşlar
die Akkoladen {sub} {pl} kavisli parantezler
Akkumulator entladen {v} akümülatörü deşarj etmek
Akkumulator laden {v} akümülatörü şarj etmek
Akkumulator überladen {v} akümülatörü fazla şarj etmek
aktuelle Abonnementdaten laden {v} aktüel abone kayıtlarını çağırmak
an Bord verladen {v} uçağa yüklemek
der Andenkenladen {sub} {m} süvenir bakkalı
der Andenkenladen {sub} {m} süvenir dükkânı
antiquarischer Buchladen {sub} {m} ikinci elden kitap satan dükkân
der Antiquitätenladen {sub} {m} antikacı dükkânı
der Armeeladen {sub} {m} askeri dükkân
attraktiver Laden {sub} {m} cazip dükkân
auf Deck verladen kirli yere boşaltmak
auf ein Schiff verladen bir gemiye yüklemek
auf sich laden üzerine almak
aufgeladen {adj} yüklü
das Aufladen {sub} {n} [ugs.: Aku~] doldurma
0.007s