1
direkte Treffer gefunden für: Gelte
72
indirekte Treffer gefunden für: Gelte
Deutsch
|
Türkisch
|
|
gelten
{v}
{fig.}
|
... olarak bilinmek
|
|
gelten
{v}
|
... olarak tanınmak
|
|
gelten
{v}
[beziehen auf]
|
bir şeye yönelik olmak
|
|
gelten
{v}
[beziehen auf]
|
yönelik olmak
|
|
gelten
{v}
[Gesetz]
|
yürürlükte olmak
|
|
gelten
{v}
[gilt, galt, gegolten]
|
geçerli olmak
|
|
gelten
{v}
[gültig sein]
|
geçerli olmak
|
|
gelten
{v}
[gültig sein]
|
geçmek
|
|
gelten
{v}
[lohnen]
|
değmek
|
|
gelten
{v}
[rechtswissenschaftlich]
|
meri olmak
|
|
gelten
{v}
[wert sein]
|
değeri olmak
|
|
gelten
{v}
[wert sein]
|
değerinde olmak
|
|
gelten
{v}
[wert sein]
|
değerli olmak
|
|
gelten
{v}
|
bir şey sayılmak
|
|
gelten
{v}
|
sözü geçmek
|
|
gelten
{v}
|
takdir edilmek
|
|
gelten
{v}
|
yürürlükte olmak
|
|
gelten als
{v}
|
... olarak bilinmek
|
|
gelten als
{v}
|
... sayılmak
|
|
gelten als
{v}
|
... addetmek
|
|
gelten für
|
... için geçerli olmak
|
|
gelten lassen
{v}
|
hoş görmek
|
|
gelten lassen
{v}
|
kabul etmek
|
|
gelten lassen
{v}
|
tanımak
|
|
geltend
{adj}
|
geçerli
|
|
geltend
{adv}
|
değerde
|
|
geltend
{adv}
|
geçerli
|
|
geltend
{adv}
|
muteber
|
|
geltend
{adv}
|
yürürlükte
|
|
geltend
{adv}
|
yürürlükteki
|
|
geltend machen
{v}
|
dava etmek
|
|
geltend machen
{v}
|
geçerli kılmak
|
|
geltend machen
{v}
|
talep etmek
|
|
geltend machen
{v}
|
talep ve dava etmek
|
|
geltende Preise
{sub}
{pl}
|
geçerli fiyatlar
|
|
geltendes Gesetz
{sub}
{n}
|
geçerli yasa
|
|
geltendmachen
{v}
|
hakkını kullanmak
|
|
geltendmachen
{v}
|
yaptırım uygulamak
|
|
die
Geltendmachung
{sub}
{f}
[rechtswissenschaftlich]
|
iddia
|
|
die
Geltendmachung
{sub}
{f}
[rechtswissenschaftlich]
|
talep
|
|
die
Geltendmachung
{sub}
{f}
[rechtswissenschaftlich]
|
uygulama
|
|
die
Geltendmachung
{sub}
{f}
[rechtswissenschaftlich]
|
yaptırım
|
|
die
Geltendmachung
{sub}
{f}
[rechtswissenschaftlich]
|
geçerli kılma
|
|
die
Geltendmachung
{sub}
{f}
[rechtswissenschaftlich]
|
talep ve dava etme
|
|
die
Geltendmachung
{sub}
{f}
[rechtswissenschaftlich]
|
ileri sürme
|
|
Geltendmachung von Ersatzansprüchen
{sub}
{f}
|
tazminat hakları talep ve dava etme
|
|
angelte
[er, sie, es~]
|
balık avlamıştı
|
|
bemängelte
[er, sie, es~]
|
ayıplamıştı
|
|
bügelte
[Er, Sie, Es]
|
ütülemişti
|
|
durchsegelte
[er, sie, es~]
|
yelkenliyle gezmişti
|
|
die
Entgelte
{sub}
{pl}
|
ücretler
|
|
entsiegelte
[er, sie, es~]
|
mühürü açmıştı
|
|
Er gewann, indem er mogelte
|
hileyle kazanmıştı
|
|
die
Flughafenentgelte
{sub}
{pl}
|
havaalanı ücterleri
|
|
gurgelte
[er, sie, es~]
|
gargara yapmıştı
|
|
hagelte
[es~]
|
dolu yağmıştı
|
|
klingelte
[es~]
|
zil çalmıştı
|
|
klingelte
[er, sie, es~]
|
(o kişi) zil çalmıştı
|
|
kostenbasierte Entgelte
{sub}
{pl}
|
masraf bazlı ödemeler
|
|
liebäugelte
[er, sie, es~]
|
cilveleşmişti
|
|
mangelte
[es~]
|
yetersizdi
|
|
mogelte
[er, sie, es~]
|
hile yapmıştı
|
|
nagelte
[er, sie, es~]
|
çivilemişti
|
|
die
Naturalentgelte
{sub}
{pl}
|
eşya veya mahsul ödemeleri
|
|
die
Nutzungsentgelte
{sub}
{pl}
|
kullanma paraları
|
|
die
Nutzungsentgelte
{sub}
{pl}
|
kira bedelleri
|
|
die
Nächtigungsentgelte
{sub}
{pl}
|
geceleme ücretleri
|
|
nörgelte
[er, sie, es~]
|
mızmızlanmıştı
|
|
prügelte
[er, sie, es~]
|
pataklamıştı
|
|
regelte
[er, sie, es~]
|
ayarlamıştı
|
|
schlingelte
[er, sie, es~]
|
açıkgözlük yapmıştı
|
|
schlängelte
[es~]
|
kıvrılmıştı
|
|
0.004s
|
|