2
direkte Treffer gefunden für: oturdu
20
indirekte Treffer gefunden für: oturdu
Deutsch
|
Türkisch
|
|
auf den Wohnsitz bezogen
{v}
|
oturduğu yere göre
|
|
Aufgabe des Wohnsitzes
{sub}
{f}
|
oturduğu yeri terketme
|
|
Bleib, wo du sitzt!
|
oturduğun yerde kal!
|
|
delogieren
[österr.]
|
oturduğu yerden çıkarmak
|
|
den Ast absägen, auf dem man sitzt
{v}
|
oturduğu dalı kesmek
|
|
ich lebe nicht weit weg vom Stadtzentrum
|
oturduğum yer şehir merkezinden fazla uzak değil
|
|
der
Messie
{sub}
{m}
[ugs.: jemand, dessen Wohnung völlig unordentlich, chaotisch und voller nutzloser Gegenstände ist]
|
oturduğu evi tamamen düzensiz, gereksiz şeylerle dolu olan kişi
|
|
seinen Wohnsitz aufgeben
{v}
|
oturduğu yerden ayrılmak
|
|
der
Sitzriese
{sub}
{m}
|
oturduğunda olduğundan çok daha iri görünen kişi
|
|
verpflanzen
{v}
[Med.: verpflanzte, hat verpflanzt]
|
oturduğu evi değiştirmek
|
|
der
Wohnort
{sub}
{m}
|
oturduğu yer
|
|
während meines Aufenthalts
|
oturduğun esnada
|
|
alle Gäste hatten Platz genommen
|
tüm misafirler yerine oturdu
|
|
das hat gesessen
{ugs.}
|
bu laf tam oturdu
|
|
das saß
{ugs.}
|
bu oturdu
|
|
er nahm mich in seinem Wagen mit
|
arabasıyla beni götürdü
|
|
fortgebracht
[er, sie, es~]
|
götürdü
|
|
fortgeschafft
[er, sie, es hat~]
|
alıp başka yere götürdü
|
|
hingebracht
[er, sie, es hat~]
|
götürdü
|
|
weggeschleppt
|
sürükleyerek götürdü
|
|
0.002s