1 direkte Treffer gefunden für: fern

Deutsch Türkisch
fern {adj} uzak

77 indirekte Treffer gefunden für: fern

Deutsch Türkisch
fern der Welt dünyaya uzak
fern halten {v} engellemek
fern halten {v} uzakta kalmak
fern halten {v} uzakta tutmak
fern halten {v} önünü almak
fern haltend {adj} uzak tutan
fern jeder Zivilisation her türlü medeniyetten uzak
fern liegen {v} aklına bile gelmemek
fern liegen {v} uzak bulunmak
fern liegend {adj} uzak
fern stehen {v} ilgisi olmamak
fern stehen {v} uzak durmak
fern von den\dan uzak
fern von etwas bir şeyden uzak
fern von hier buradan çok uzak
fernab {adv} çok uzakta
fernab von …den\...dan çok uzakta
die Fernabfrage {sub} {f} uzaktan bilgi alma
die Fernabfrage {sub} {f} uzaktan sorma
der Fernabfrageausgang {sub} {m} uzaktan sorma çıkışı
die Fernablesung {sub} {f} uzaktan okuma
der Fernabsatz {sub} {m} telekomünikasyon üzerine sürüm ve satış
das Fernabsatzgesetz {sub} {n} mesafeli satış sözleşmesi kanunu
die Fernabsatzrichtlinie {sub} {f} mesafeli satış sözleşmesi kuralı
der Fernabsatzvertrag {sub} {m} mesafeli sürüm ve satış sözleşmesi
der Fernabsatzverträge {sub} {m} mesafeli satış sözleşmeleri
die Fernabschaltung {sub} {f} uzaktan açma
das Fernabsetzvertrag {sub} {n} mesafeli satış sözleşmesi
der Fernalarm {sub} {m} uzaktan alarn
die Fernalarmierung {sub} {f} uzaktan alarm
die Fernalarmierung {sub} {f} uzaktan uyarı
das Fernamt {sub} {n} [Telefonvermittlung] telefon santralı
das Fernamt {sub} {n} şehirlerarası konuşma
das Fernamt {sub} {n} şehirlerarası veya uluslararası telefon santralı
die Fernamtanlage {sub} {f} telefon tesisatı
der Fernamtanschluss {sub} {m} telefon abonmanı
der Fernamtanschluss {sub} {m} telefon irtibatı
der Fernamtautomat {sub} {m} otomatik telefon
die Fernamtbeamtin {sub} {f} [weiblich] telefon operatörü
der Fernamtbetrieb {sub} {m} telefon işletmesi
das Fernamtbuch {sub} {n} telefon rehberi
der Fernamtdraht {sub} {m} telefon teli
die Fernamtglühlampe {sub} {f} telefon lambası
der Fernamthörer {sub} {m} telefon kulaklığı
der Fernamtisolator {sub} {m} telefon izolatörü
die Fernamtleitung {sub} {f} telefon hattı
die Fernamtlinie {sub} {f} konuşma hattı
die Fernamtlinie {sub} {f} muhabere hattı
die Fernamtnebenstelle {sub} {f} hususi telefon dairesi
das Fernamtnetz {sub} {n} telefon şebekesi
die Fernamtstelle {sub} {f} [Zentrale] telefon abone merkezi
ab Lager liefern depodan sevketmek
ab Lager liefern depodan teslim etmek
ab Lager liefern {v} depodan teslim
abkoffern {v} [kofferte ab, hat abgekoffert] kaplayarak kapatma
abkupfern {v} {ugs.} [abwertend] örneğini çalmak
abkupfern {v} {ugs.} [kupferte ab, hat abgekupfert] fotokopisini çıkarmak
abliefern {v} [lieferte ab, hat abgeliefert] teslim etmek
abliefern {v} {ugs.} [lieferte ab, hat abgeliefert] hapise atmak
abpuffern {ugs.} [abfedern, abmildern] hafifletmek
abpuffern {v} [pufferte ab, hat abgepuffert] tampon ile korumak
die Absatzziffern {sub} {pl} satış rakamları
das Abschiefern {sub} {n} pul pul dagılma
das Abschiefern {sub} {n} yaprak yaprak dağılma
abschiefern {v} pul pul dağılmak
abschiefern {v} yaprak yaprak dağılmak
abschilfern {v} [schilferte sich ab, hat sich abgeschilfert] pul pul dökülmek
achsfern dingilden uzak
aneifern {v} [eiferte an, hat angeeifert] canlandırmak
aneifern {v} [eiferte an, hat angeeifert] cesaretlendirmek
aneifern {v} [eiferte an, hat angeeifert] gayrete getirmek
aneifern {v} [eiferte an, hat angeeifert] teşvik etmek
aneifern {v} {ugs.} gaza getirmek
anliefern {v} [lieferte an, hat angeliefert] göndermek
anliefern {v} [lieferte an, hat angeliefert] teslim etmek
arabische Ziffern {sub} {pl} Arap sayıları
auf Vorrat liefern {v} ilerisi için teslim etmek
0.005s