Keine direkten Treffer gefunden für: dişle

Deutsch Türkisch

52 indirekte Treffer gefunden für: dişle

Deutsch Türkisch
anbeißen {v} [biss an, hat angebissen] dişlemek
anblecken {v} dişlerini gıcırdatmak
anfletschen {v} dişlerini gıcırdata gıcırdata hırlamak
annagen {v} [nagte an, hat angenagt] dişleyerek koparmak
aufknabbern {v} dişlerle kırıp yemek
aufkämmen {v} dişlerle birleştirmek
das Beißen {sub} {n} dişleme
beißen {v} [biß, gebissen] dişlemek
beißt die Zähne zusammen [er, sie, es~] dişlerini sıkıyor
blecken {v} [Zähne] dişlerini göstermek
die Bruxomanie {sub} {f} dişlerini sıkma ve çiğneme hareketi yapma
dental {adj} dişle ilgili
dental {adj} dişle ilgili
dental {adj} dişlere ait
dental {adj} dişlere ait
dental {adj} dişlere ait
der Dentalhersteller {sub} {m} dişle ilgili malzeme üretici
die Dentition {sub} {f} dişlenme
die Dentitionsgeschwür {sub} {f} dişlenme çıbanı
die Dentitionskrankheit {sub} {f} dişlenme hastalığı
die Dentitionskrankheiten {sub} {pl} dişlenme hastalıkları
dentogen {adj} dişlerden ileri gelen
dentogene Infektion {sub} {f} dişlerden ileri gelen iltihap
die Zähne aufeinander beißen [alt] dişlerini sıkmak
die Zähne aufeinanderbeißen dişlerini sıkmak
die Zähne betreffend dişlerle ilgili
die Zähne zusammenbeißen {v} dişlerini sıkmak
durchbeißen {v} [ich biss durch, ich habe durchgebissen] dişlerini geçirmek
durchbeißend {adj} dişlerini geçiren
die Dyslexie {sub} {f} disleksi
Einrichtung der Zähne {sub} {f} dişleri düzeltme
entzweibeißen {v} dişleri ile koparmak
entzweibeißen {v} dişleri ile parçalamak
festgeschnappt dişleriyle ısırmış
fletscht [er, sie, es~] dişlerini ortaya çıkarıyor
fletschte [er, sie, es~] dişlerini ortaya çıkarmıştı
das Gasgewinderohr {sub} {n} dişlenmiş gaz borusu
das Gebiss {sub} {n} dişler
die Gebissanomalie {sub} {f} dişlerde anormallik
die Gebissausrichtung {sub} {f} dişleri düzene sokma
die Gebissreinigungsbürste {sub} {f} dişleri temizleme fırçası
gewindeformende Schraube {sub} {f} dişlere şekil veren vida
der Gewindeformer {sub} {m} dişlere şekil verici
gezahnt {adj} dişlenmiş
gezahnter Stein {sub} {m} dişlenmiş taş
gezähnt {adj} dişlenmiş
Handsäge mit gehärteten Zähnen {sub} {f} dişleri sertleştirilmiş el testeresi
ich biss die Zähne zusammen und sagte nichts dişlerimi sıkıp bir şey söylememiştim
ich habe Zahnschmerzen dişlerim ağrıyor
impaktiert {adj} dişlerle kıstırılmış
in den Zähnen herumstochern {v} dişlerini karıştırmak
im schnellsten Gang {sub} {m} en hızlı gidişle
0.004s