1 direkte Treffer gefunden für: belaste

Deutsch Türkisch
belaste [ich~ jemanden] (birine) yük oluyorum

50 indirekte Treffer gefunden für: belaste

Deutsch Türkisch
das Belasten {sub} {n} yükleme
belasten {v} [belastete, hat belastet] aleyhinde şahitlik yapmak
belasten {v} [belastete, hat belastet] birine yüklemek
belasten {v} [belastete, hat belastet] borç altına sokmak
belasten {v} [belastete, hat belastet] borçlandırmak
belasten {v} [belastete, hat belastet] endişeye boğmak
belasten {v} [belastete, hat belastet] ipotekle takyit etmek
belasten {v} [belastete, hat belastet] itham etmek
belasten {v} [belastete, hat belastet] kaydetmek
belasten {v} [belastete, hat belastet] kayıtlamak
belasten {v} [belastete, hat belastet] suç isnat etmek
belasten {v} [belastete, hat belastet] suçlamak
belasten {v} [belastete, hat belastet] tahmil etmek
belasten {v} [belastete, hat belastet] takyit etmek
belasten {v} [belastete, hat belastet] yüklemek
belasten {v} [belastete, hat belastet] yükletmek
belasten {v} [belastete, hat belastet] zimmete geçirmek
belasten {v} [Jura] suçlu göstermek
belasten {v} [ugs.: seelisch] sıkıntı vermek
belasten mit {v} zimmetine geçirmek
belastend {adj} [Jura] suçlu gösteren
belastend {adj} [Juristisch] suçlayıcı
belastend {adj} [Psychologisch] sıkıntı verici
belastend {adj} kayıtlayıcı
belastend {adj} suçlayıcı
belastend {adj} sıkıntı verici
belastend sein {v} sıkıntı verici olmak
belastende Aussagen machen {v} [Rechtswissenschaft] aleyhinde ifade vermek
belastende Dokumente {sub} {pl} suçlayıcı dokümanlar
belastende Faktoren {sub} {pl} suçlayıcı faktörler
belastende Situation {sub} {f} sıkıntı verici durum
belastende Unterlagen {sub} {pl} suçlayıcı belgeler
belastender Vertrag {sub} {n} sıkıntı verici anlaşma
belastendes Beweisdokument {sub} {n} suçlayıcı delil dokümanı
belastendes Ereignis {sub} {n} sıkıntı verici olay
belastendes Umfeld {sub} {n} sıkıntı verici ortam
belastet {adv} irsi hastalık taşıyıcı
belastet {adv} kalıtımsal hastalık taşıyıcı
belastet {adv} meşgul
belastet {adv} yüklü
belastet mit ...ile yüklü
belastet mit law ...ile suçlanıyor
belastet mit Schulden [er, sie, es ist~] borçlu
belastet werden {v} suçlanmak
belastete Maschine {sub} {f} doldurma makinesi
belasteter Anlauf {sub} {m} şarjda ilk çalıştırma
belastetes Eigentum ipotekli mülkiyet
belastetes Eigentum yükümlü mülkiyet
belastetes Erdreich {sub} {m} zararlı madde ihtiva eden toprak
belastetes Grundstück {sub} {n} zararlı madde ihtiva eden arsa
0.003s