12 direkte Treffer gefunden für: Blenden


62 indirekte Treffer gefunden für: Blenden

Deutsch Türkisch
Blenden der Scheinwerfer {sub} {n} farların göz kamaştırması
blendender Scheinwerfer {sub} {m} göz kamaştırıcı far
die Blendenabdeckung {sub} {f} örtme kapağı
die Blendenautomatik {sub} {f} örtme otomatiği
der Blendenbereich {sub} {m} parıltı sahası
das Blendenbild {sub} {n} diyafram resmi
die Blendenbreite {sub} {f} parıltı genişliği
blendend {adj} göz kamaştırıcı
blendend {adj} parlatıcı
blendend [strahlend] ışıltılı
blendend {ugs.} çok iyi
blendend aussehen {v} çok iyi görünmek
blendend aussehender Mann {sub} {m} çok iyi görün adam
blendend hell {adj} ışıklı aydınlık
blendend weiß {adj} parlak beyaz
blendend weiß sein {v} parlak beyaz olmak
blendende Frau {sub} {f} göz kamaştırıcı kadın
blendende Frau {sub} {f} çok güzel kadın
blendende Helle {sub} {f} göz kamaştırıcı parlaklık
blendende Schönheit {sub} {f} göz kamaştırıcı güzellik
blendende Zähne {sub} {pl} pırıl pırıl parlayan dişler
blendendes Aussehen {sub} {n} çok güzen görünüm
blendendes Licht {sub} {n} göz kamaştırıcı ışık
der Blendendurchmesser {sub} {m} diyafram çapı
der Blendeneinsteller {sub} {m} diyafram ayarlayıcı
die Blendeneinstellung {sub} {f} diyafram ayarı
die Blendenlamelle {sub} {f} diyaframın açılıp kapanan levhası
der Blendenreflex {sub} {m} diyafram refleksi
der Blendenregler {sub} {m} diyafram ayarlayıcı
der Blendenring {sub} {m} diyafram bileziği
der Blendenring {sub} {m} süs halkası
das Blendensignal {sub} {n} diyafram (ışık düzengeci) sinyali
die Blendenskala {sub} {f} diyafram (ışık düzengeci) göstergesi
der Blendenverschluss {sub} {m} diyafram kapağı
die blendenverschlüsse {sub} {pl} diyafram kapakları
die Blendenöffnung {sub} {f} diyafram (ışık düzengeci) açıklığı
abblenden [Kamerablende] karartma yapmak
abblenden [Scheinwerfer] kısaları yakmak
das Abblenden {sub} {n} [Auto] kısa farları yakma
das Abblenden {sub} {n} karartma
abblenden {v} [blendete ab, hat abgeblendet] diyaframı daraltmak
abblenden {v} [blendete ab, hat abgeblendet] karartmak
abblenden {v} [blendete ab, hat abgeblendet] körletmek
abblenden {v} [blendete ab, hat abgeblendet] ışıkları örterek köreltmek
Abblenden {v} [Scheinwerfer: blendete ab, hat abgeblendet] farları kısmak
anblenden {v} [blendete an, hat angeblendet] bitişik kalmak
aufblenden {v} [Auto] arabanın ışığını açma
aufblenden {v} [blendete auf, hat aufgeblendet] farları açmak
aufblenden {v} [blendete auf, hat aufgeblendet] farları yakmak
das Ausblenden {sub} {n} [Grafik] maskeleme
das Ausblenden {sub} {n} gizleme
ausblenden {v} [blendete aus, ist ausgeblendet] atlamak
ausblenden {v} [blendete aus, ist ausgeblendet] gizlemek
ausblenden {v} [blendete aus, ist ausgeblendet] saklamak
ausblenden {v} [blendete aus, ist ausgeblendet] yavaş yavaş kısmak
ausblenden {v} [blendete aus, ist ausgeblendet] yavaşça sonlandırmak
Cursor ausblenden {v} ışıklı göstergeyi söndürmek
die schrecklichen Ereignisse ausblenden {v} [verdrängen] kötü olayları bir yana bırakmak
einblenden {v} [Bildschirm] kaplamak
einblenden {v} bir filmin veya yayının içinde göstermek
einblenden {v} bir filmin veya yayının içinde göstermek (örneğin jeneriği)
einblenden {v} gösterime sokmak
0.004s