2 direkte Treffer gefunden für: önüne

Deutsch Türkisch
davor {adv} [Richtung] önüne
vor önüne

56 indirekte Treffer gefunden für: önüne

Deutsch Türkisch
abgewendet önüne geçilmiş
abwendbar {adj} önüne geçilebilir
die Abwendung {sub} {f} önüne geçme
an die große Glocke hängen önüne gelene söylemek
Beton der Hintermauerung {sub} {m} önüne örülen duvar betonu
davor legen {v} önüne koymak
davorstellen {v} önüne durmak
driften {v} önüne katmak
einer Sache zuvorkommen önüne geçmek
herauftreiben {v} [bei Tieren] önüne katıp aşağıdan yukarı götürmek
herumjagen {v} önüne katıp kovalamak
herumtyrannisieren {v} önüne gelene zulmetmek
Hindernisse in den Weg stellen {v} önüne engeller koymak
hinraffen {v} önüne katarak götürmek
hinschieben {v} önüne doğru itelemek
die Hintermauerung {sub} {f} önüne duvar örme
jeder dahergelaufene Kerl {ugs.} önüne gelen herkes
mit jedem schlafen {v} önüne gelenle yatmak
nehmen, was kommt {v} önüne geleni almak
niederschlagen {v} [schlug nieder, hat n iedergeschlagen] önüne bakmak
die Prävention {sub} {f} [Med.] önüne geçme
sich verbarrikadieren {v} önüne barikat yapmak
sich vorstellend {adj} önüne dikilerek
treiben {v} önüne katmak
um sich hauen {v} önüne gelene vurmak
um sich schlagen {v} önüne gelene vurmak
unabwendbar {adj} önüne geçilemez
unabwendbar {adj} önüne geçilmez
die Unabwendbarkeit {sub} {f} önüne geçilemezlik
unaufhaltbar {adj} önüne geçilemeyen
unstillbar {adj} önüne geçilemeyen
unvermeidlich {adj} önüne geçilemez
vor sich hertreiben önüne katıp sürmek
vorbauen {v} [baute vor, hat vorgebaut] önüne geçmek
vorbinden {v} önüne bağlamak
vorbinden {v} önüne takmak
die Vorführung {sub} {f} önüne getirme
vorgelassen önüne geçirmiş
vorhängen {v} önüne asmak
vorlagern {v} [lagerte vor, hat vorgelagert] önüne koymak
vorlagern {v} [lagerte vor, hat vorgelagert] önüne yığmak
vorlegen {v} [lag vor, hat vorgelegt] önüne sunmak
vorlegen {v} [lag vor, hat vorgelegt] önüne vermek
vorstellen {v} [stellte vor, hat vorgestellt] önüne koymak
vortragen {v} [trug vor, hat vorgetragen] önüne götürmek
vorwerfen {v} [warf vor, hat vorgeworfen] önüne atmak
vorziehen {v} [zeitlich] önüne çekmek
vorziehend {adj} önüne çeken
zuwehen {v} [wehte zu, hat zugeweht] önüne katmak
davor {adv} [Richtung] bunun önüne
davor {adv} bunun önüne
davor {adv} onun önüne
davor {adv} şunun önüne
östlich {adj} doğu yönüne
vor [Präposition +Akkusativ: Richtung] -in önüne
vor das Haus evin önüne
0.003s