22 direkte Treffer gefunden für: Blüte


77 indirekte Treffer gefunden für: Blüte

Deutsch Türkisch
der Blutegel {sub} {m} sülük
die Blutegeltherapie {sub} {f} sülük terapisi
der Blutegelzüchter {sub} {m} sülük yetiştirici
die Bluteindickung {sub} {f} kan katılaşması
die Bluteindickung {sub} {f} kan koyulaşması
die Bluteiweißstoffe {sub} {pl} kan albümin maddeleri
der Blutempfänger {sub} {m} kan alıcı
bluten {v} [blutete, hat geblutet] kan akmak
bluten {v} [blutete, hat geblutet] kan gelmek
bluten {v} [blutete, hat geblutet] kan kaybetmek
bluten {v} [blutete, hat geblutet] kanamak
bluten {v} [blutete, hat geblutet] sızmak
bluten {v} [Med.] kanamak
bluten {v} {ugs.} [blutete, hat geblutet] fazla para ödemek
blutend {adj} kanayan
der Blutende {sub} {m} kanayan kimse
blutender Mensch {sub} {m} kanayan kişi
blutendes Magengeschwür {sub} {n} kanayan mide çıbanı
die Blutennahme {sub} {f} kan alma
die Blutentgasung {sub} {f} kan gazı giderme
die Blutentnahme {sub} {f} kan alma
die Blutentnahmekanüle {sub} {f} kan alma
die Blutentnahmemenge {sub} {f} alınan kan miktarı
der Blutentnahmeset {sub} {m} kan alma seti
der Bluter {sub} {m} hemofil
der Bluter {sub} {m} hemofili hastası
die Bluter {sub} {pl} hemofili hastaları
das Bluterbrechen {sub} {n} kan kusma
der Bluterguss {sub} {m} [alt] kan oturması
der Bluterguss {sub} {m} [reformierte Schreibung] kanama
der Bluterguss {sub} {m} beyin kanaması
der Bluterguss {sub} {m} hemoraji
der Bluterguss {sub} {m} kan oturması
der Bluterguss {sub} {m} kan çürüğü
der Bluterguß {sub} {m} [alte Schreibung] kanama
die Blutergüsse {sub} {pl} kan oturmaları
die Bluterin {sub} {f} [Med.] hemofili hastası
die Bluterin {sub} {f} [weiblich] hemofil
die Bluterkrankheit {sub} {f} hemofili
die Bluterkrankheit {sub} {f} hemofili hastalığı
die Bluterkrankheit {sub} {f} kanama hastalığı
die Bluterkrankheit {sub} {f} kancıllık
die Bluterkrankung {sub} {f} kan hastalığı
der Blutersatz {sub} {m} (kan kaybı durumunda vücuda verilebilecek) fizyolojik sofra tuzu çözeltisi
die Blutersatzflüssigkeit {sub} {f} (kan kaybı durumunda vücuda verilebilecek) fizyolojik sofra tuzu sıvısı
das Blutersatzmittel {sub} {n} kan kaybı durumunda vücuda verilebilecek madde
die Blutersatzmittel {sub} {pl} kan kaybı durumunda vücuda verilebilecek maddelar
der Blutersatzstoff {sub} {m} kan kaybı durumunda vücuda verilebilecek madde
blutet [er, sie, es~] kanıyor
blutete [er, sie, es~] kanamıştı
Blüte des Lebens {sub} {f} hayatın parlak dönemi
die Aalhornblüte {sub} {f} [Sambucus nigra] mürver çiçeği
afrikanische Malvenblüte {sub} {f} Afrika ebegümeci çiçeği
die Algenblüte {sub} {f} [See] yosun çiçeği
die Antimonblüte {sub} {f} antimon beyazı
die Antimonblüte {sub} {f} antimuan oksidi
die Antimonblüte {sub} {f} valentinit
die Apfelblüte {sub} {f} elma çiçeği
die Apfelblüte {sub} {pl} elma çiçekleri
die Arnikablüte {sub} {f} arnika çiçeği
die Arsenblüte {sub} {f} arsenik çiçeği
die Arsenblüte {sub} {f} arsenit
die Arsenblüte {sub} {f} tabii arsenikli asit
die Arsenikblüte {sub} {f} arsenik çiçeği
die Bachblüte {sub} {f} bitki çiçeği usaresi
die Baumblüte {sub} {f} [Blühen] ağaç çiçeği
die Baumblüte {sub} {f} [Zeit] ağaçlarda çiçek açma zamanı
die Besenginsterblüte {sub} {f} Katırtırnağı çiçeği
die Bigaradenblüte {sub} {f} acı portakal çiçeği
die Birnenblüte {sub} {f} armut çiçeği
die Bohnenblüte {sub} {f} fasulye çiçeği
Dalmatische Insektenblüte {sub} {f} [Chrysanthemum cinerariifolium,Tanacetum c.] Dalmaçya Pireotu
die Eibischblüte {sub} {f} hatmi çiçeği
die Eisenblüte {sub} {f} [Erz] aragonit
erdige Kobaltblüte {sub} {f} topraklı kobalt filizi
die Eschenblüte {sub} {f} dişbıdak çiçeği
flachgeformte Blüte {sub} {f} düz şekilli çiçek
0.005s