4 direkte Treffer gefunden für: baştan


53 indirekte Treffer gefunden für: baştan

Deutsch Türkisch
abblitzen {ugs.} baştan savmak
die Abfuhr {sub} {f} baştan savulma
abgeblitzt [er, sie, es ist~] baştan savuldu
abgetriebene Kultur {sub} {f} baştan savma kültür
abreiten {v} [ritt ab, ist abgeritten] baştan sona atla geçmek
abweisen {v} [weiste ab, hat abgewiesen] baştan savmak
abweisend [Person] baştan savan
abwimmeln {v} [wimmelte ab, hat abgewimmelt] baştan savmak
am Anfang anfangen baştan başlamak
anlocken {v} baştan çıkarmak
anlockend {adj} baştan çıkarıcı
aufreizend [Gang, Pose etc.] baştan çıkarıcı
aufreizendes Mädchen {sub} {n} baştan çıkarıcı kız
ausschweifen {v} [schweifte aus, hat ausgeschweift] baştan çıkmak
ausweichend {adj} baştan savma
der Betörer {sub} {m} baştan çıkaran
der Betörer {sub} {m} baştan çıkarıcı
die Betörung {sub} {f} baştan çıkarma
bezirzen {v} baştan çıkarmak
die Durcharbeitung {sub} {f} baştan sona inceleme
durchaus {adv} baştan sona
durchfahren {v} baştan sona gitmek
durchfinanzieren {v} baştan sona kadar finanse etmek
durchgeschraubt baştan sona vidalı
durchlesen {v} baştan başa okumak
durchlesen {v} baştan sona okumak
durchmessen {v} [ich maß durch, ich habe durchgemessen] baştan sona katetmek
durchmessen {v} [ich maß durch, ich habe durchgemessen] baştan sona ölçmek
durchmessen {v} [ich maß durch, ich habe durchgemessen] baştanbaşa ölçmek
durchrechnen {v} [ich rechnete durch, ich habe durchgerechnet] baştan sona hesaplamak
durchziehen {v} [ich zog durch, ich habe durchgezogen] baştan sona dolaşmak
einladend {adj} [Blick] baştan çıkarıcı
er lässt sich nicht abweisen baştan savulmuyor
er läßt sich nicht abweisen baştan savulmuyor
das Erlebnis {sub} {n} baştan geçen olay
das Erlebnis {sub} {n} baştan geҫen olay
die Erlebnisse {sub} {pl} baştan geçen olaylar
ganz durchlesen baştan sona okumak
geschustert [umgangsprachlich] baştan savma yapmış
die Hudelei {sub} {f} [Pfuscharbeit] baştan savma yapılan
hudeln {v} [südd.: österr.] baştan savma yapmak
in Versuchung führen {v} baştan çıkarmak
inakkurat {adv} baştan savma
jemanden von oben bis unten ansehen {v} baştan aşağı süzmek
die Joppe {sub} {f} baştan geçmeli ceket [kalın ceket]
die Kohlmeise {sub} {f} baştankara kuşu
die Kopfschlagzähigkeit {sub} {f} baştan bağlama sağlamlığı
kraniokaudal {adj} baştan ayağa
larifari {adj} [oberflächlich] baştansavma
loswerden {v} [sich losmachen von] baştan savmak
die Meise {sub} {f} baştankara
von vornherein ilk baştan
vornherein {adv} [von ~] ilk baştan
0.004s