Keine direkten Treffer gefunden für: cezası

Deutsch Türkisch

67 indirekte Treffer gefunden für: cezası

Deutsch Türkisch
abbrummen {v} [brummte ab, hat abgebrummt] cezası hapiste çekmek
abbüßen {v} [Strafe] cezası çekmek
die Abbüßung {sub} {f} cezası çekme
abgebüßt {adj} cezası çekmiş
absitzen {v} [saß ab, hat abgesessen] cezası doldurmak
absitzen {v} [saß ab, hat abgesessen] cezası çekmek
begnadigen {v} [begnadigte, hat begnadigt] cezası affetmek
begnadigen {v} [Recht] cezası indirmek
bezahlen {v} [bezahlte, hat bezahlt] cezası ödemek
die Bußgeldzahlung {sub} {f} cezası ödemeleri
büßen {v} [ich büßte, ich habe gebüßt] cezası çekmek
büßt [er, sie, es~] cezası çekiyor
büßt ein [er, sie, es~] cezası çekiyor
büßte [er, sie, es~] cezası çekmişti
die Strafe wird nicht ausbleiben cezasız kalmaz
eine Strafe verbüßen {v} cezası çekmek
entgelten {v} cezası çekmek
die Entlassung {sub} {f} [vorzeitige] cezası dolmadan önce serbest bırakım
etwas ausbaden müssen {v} cezası çekmek
gebüßt [er, sie, es hat~] cezası çekti
leiden {v} cezası çekmek
nach Absitzen seiner Strafe cezası çektikten sonra
ohne Strafe bleiben cezasız kalmak
saß ab [er, sie, es~] cezası doldurmuş
seine Schuld doppelt und dreifach bezahlen {v} cezası iki üç misli ödemek
seine Strafe abbrummen {v} {ugs.} cezası çekmek
straff organisiert cezasız
straffrei {adj} cezasız
straffrei ausgehen {v} cezasız kurtulmak
die Straffreiheit {sub} {f} cezasızlık
straflos {adj} cezasız
straflos bleiben {v} cezasız kalmak
die Straflosigkeit {sub} {f} cezasızlık
die Strafvereitelung {sub} {f} cezasız kalmaya yol açma suçu
die Strafvereitelung {sub} {f} cezasız kalmya yol açma suçu
sühnen {v} [sühnte, hat gesühnt] cezası çekmek
unbestraft bleiben {v} cezasız kalmak
ungeahndet bleiben {v} cezasız kalmak
ungerächt {adj} cezasız kalmış
unsträflich {adj} cezasız
Vorzeitige Haftentlassung {sub} {f} [vorzeitige Entlassung] cezası dolmadan önce serbest bırakma
die Amputationsstrafe {sub} {f} ampütasyon cezası
der Arbeitszwang {sub} {m} çalıştırma cezası
die Bastonade {sub} {f} falaka cezası
das Berufsverbot {sub} {n} meslek tatili cezası
der Bunker {sub} {m} hapis cezası
die Buße {sub} {f} [Geld-] para cezası
die Buße {sub} {f} para cezası
das Bußgeld {sub} {n} para cezası
die Buße {sub} {f} [Juristisch] para cezası
das Bußgeld {sub} {n} [Buße] para cezası
die Dienstentlassung {sub} {f} [Militär] ihraç cezası
die Dienststrafe {sub} {f} disiplin cezası
disziplinarische Strafe {sub} {f} disiplin cezası
die Disziplinarmaßnahme {sub} {f} disiplin cezası
die Disziplinarstrafe {sub} {f} disiplin cezası
die Disziplinstrafe {sub} {f} disiplin cezası
die Ehrenstrafe {sub} {f} kişisel haklardan men cezası
eine Gefängnisstrafe von zehn Jahren on yıllık hapis cezası
empfindliche Geldstrafe ağır para cezası
die Ersatzfreiheitsstrafe {sub} {f} para cezası yerine çektirilen hapis cezası
das Fahrverbot {sub} {n} [rechtswissenschaftlich] trafikten men cezası
festgelegte Geldstrafe {sub} {f} saptanan para cezası
die Freiheitsstrafe {sub} {f} [Juristisch] hapis cezası
die Freiheitsstrafe {sub} {f} [rechtswissenschaftlich] hapis cezası
die Freiheitsstrafe {sub} {f} hapis cezasi
die Freiheitsstrafe {sub} {f} hapislik cezası
0.004s