Keine direkten Treffer gefunden für: tıka

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: tıka

Deutsch Türkisch
abdichten {v} [dichtete ab, hat abgedichtet] tıkamak
das Abdichtmittel {sub} {n} tıkayıcı
die Abdichtung {sub} {f} tıkama
der Abdichtungshalter {sub} {m} tıkaç sapı
das Abdichtungsmittel {sub} {n} tıkama maddesi
der Abfüllspund {sub} {m} tıkaç çıkarıcı
abgedichtet {adj} tıka
abschließen {v} [schloss ab, hat abgeschlossen] tıkamak
die Absperreinheit {sub} {f} tıkama düzeni
der Absperrgriff {sub} {m} tıkaç kolu
das Atembeschwerden {sub} {n} tıkanıklık
das Ausstechwerkzeug {sub} {n} tıkaç aleti
die Ausstopfung {sub} {f} tıkama
ausstöpseln {v} tıkacını çıkarmak
der Ballonkatheter {sub} {m} tıkanık arterlerin tekrar açılmasında kullanılan bir çeşit sonda
blocken {v} [blockte, hat geblockt] tıkamak
blockieren {v} [blockierte, hat blockiert] tıkamak
die Blockierung {sub} {f} tıkama
die Blockierung {sub} {f} tıkanma
die Blockierung {sub} {f} tıkanıklık
die Blockung {sub} {f} tıkama
die Blockung {sub} {f} tıkanma
die Blockung {sub} {f} tıkanıklık
Blutpfropfen lösendes Mittel {sub} {n} tıkanma gideren madde
die Brustbeschwerde {sub} {f} tıkanıklık
dichtete [er, sie, es~] tıkamıştı
dichtete ab [er, sie, es~] tıkamıştı
dichtmachen {v} tıkamak
die Dichtung {sub} {f} [Technik] tıkama
der Dippel {sub} {m} [Dübel] tıkaç
der Drosselregulator {sub} {m} tıkaç
der Drosselregulator {sub} {m} tıkaç bobini
der Drosselrückschlag {sub} {m} tıkaç geri tepme
der Dübel {sub} {m} tıkaç
die Dübel {sub} {pl} tıkaç
dübeln {v} tıkaç ile kapatmak
eindübeln {v} tıkaçlamak
eine Verstopfung beseitigen tıkanmayı ortadan kaldırmak
einschließen {v} tıkamak
einspunden {v} tıkamak
die Embolie {sub} {f} tıkaç
der Fasswickel {sub} {m} tıkaç
fraß voll [er, sie, es~] tıkabasa yemişti
frei machen {v} [von Verstopfungen] tıkanmaları gidermek
futtern wie ein Scheunendrescher [Redensart: viel essen; guten Appetit haben; sich den Bauch voll schlagen] tıkabasa yemek
die Füllung {sub} {f} tıkama
gepfropft voll tıka basa
gerammelt {adv} [~ voll] tıka basa dolu
gerappelt voll {ugs.} tıka basa dolu
die Hemmung {sub} {f} [psych.] tıkanma
die Hemmungsphase {sub} {f} tıkanma safhası
aggressive Politik {sub} {f} agresif politika
die Agrarpolitik {sub} {f} zirai politika
aktiengebundene Politik {sub} {f} hisse senetlerine endeksli politika
die Analeptika {sub} {pl} uyarıcı maddeler
Antarktika Antarktik kıtası
die Antarktis {sub} {f} Antarktika
die Anti-Inflationspolitik {sub} {f} anti-enflasyonist politika
die Antibiotika {sub} {f} antibiotik
die Antibiotika {sub} {pl} antibiotikler
die Antidiabetika {sub} {pl} kan şekeri düşürücüler
die Antiepileptika {sub} {pl} antiepileptikler
die Antiinflationspolitik {sub} {f} enflasyon karşıtı politika
antik {adj} antika
die Antimonopolpolitik {sub} {f} tekele karşı politika
die Antipyretika {sub} {pl} ateş düşüren ilaçlar
die Antiquität {sub} {f} antika
die Antirheumatika {sub} {pl} romatizma ilaçları
die Antiseptika {sub} {pl} antiseptikler
die Antistatika {sub} {pl} antistatikler
die Antisyphilitika {sub} {pl} sifilise karşı ilaçlar
die Antiterrorpolitik {sub} {f} teröre karşı uygulanan politika
antizyklische Finanzpolitik {sub} {f} telâfi edici mali politika
die Anästhetika {sub} {pl} anestezik ilaçlar
die Arbeitsmarktpolitik {sub} {f} [Politisch] piyasasına yönelik politika
die Arktis {sub} {f} Arktika
die Ataraktika {sub} {pl} sakinleştiriciler
0.005s