7 direkte Treffer gefunden für: dön


77 indirekte Treffer gefunden für: dön

Deutsch Türkisch
die Rollaktion {sub} {f} dönme aksiyonu
der Abbieger {sub} {m} dönen
der Abbindebeschleuniger {sub} {m} dondurma hızlandırıcı
die Abbindedauer {sub} {f} [Zement] donma müddeti
die Abbindeexpansion {sub} {f} donarak genleşme
die Abbindefrist {sub} {f} donma müddeti
die Abbindezeit {sub} {f} [Zement] donma zamanı
abfrieren {v} [frierte ab, hat abgefriert] donmak
das Abfrosten {sub} {n} don çözülme
das Abfüllkarussell {sub} {n} döner doldurma tezgâhı
abgetakelt [Schiff] donanımı çıkarılmış
abgewandt döndürülmüş
abkapiteln {v} [kapitelte ab, hat abkapitelt] donatmak
ableiten {v} [leitete ab, hat abgeleitet] döndürmek
ablenkbar {adj} döndürülebilir
abmatten {v} [mattete ab, hat abgemattet] donuklaştırmak
die Abreißfunkenstrecke {sub} {f} döner elektrodlu kıvılcım siperi
Abschluss des Geschäftsjahres dönem sonu bilançosu
das Abschraubmoment {sub} {n} [bei Muttern] dönme momenti
die Abstumpfung {sub} {f} donuklaştırma
abtakeln {v} [Schiff] donamını çıkarmak
abtakelnd donanımını çıkaran
die Abtakelung {sub} {f} [Schiff] donamını çıkarma
abtrünnig werden {v} [Glaube] dönmek
abtrünnig {adj} dönek
abtrünnig machen [Glaube] döndürmek
abtrünnig sein dönek olamak
abtrünnig sein dönmüş olmak
abtrünnig werden {v} dönmek
die Abtrünnige {sub} {f} dönek
die Abtrünnige {sub} {pl} dönekler
die Abtrünnigkeit {sub} {f} döneklik
Abtrünnigkeits döneklik
die Abtönung {sub} {f} donuklaştırma
die Abtönungen {sub} {pl} donuklaştırmalar
abwenden {v} [wendete ab, hat abgewendet] döndürmek
die Abwetter {sub} {pl} [Bergbau] dönüş havası
die Achse {sub} {f} donanım
die Achsendrehung {sub} {f} dönme
die Achsenumdrehung {sub} {f} dönme
der Admiralstab {sub} {m} Donanma Komutanlığı
aerostatisches Lager {sub} {n} dönebilir yatak
die Affine {sub} {f} dönüşüm
affine Deformation {sub} {f} dönüşümlü deformasyon
affine Funktion {sub} {f} dönüşümlü fonksiyon
affine Transformation dönüşümlü değişim
affine Umformung {sub} {f} dönüşümlü biçim değiştirme
als Drehpunkt dönme noktası olarak
alternierende Psychose {sub} {f} dönüşümlü psikoz
am Anfang der Schleife dönemecin başında
am Ende der Schleife dönemeç sonunda
der Abaddon {sub} {m} [biblische Figur] incilde bir şekil
der Abandon {sub} {m} [Jura] terk etme
der Abandon {sub} {m} bırakma
die Ablagerungsschicht {sub} {f} [Meer] kordon
Abschluss der Universität London {sub} {m} londra üniversitesini bitirme
Altstadt von London {sub} {f} Londra`nın eski şehir semti
der Amor {sub} {m} küpidon
anhaltender Frost {sub} {m} sürekli don
ansichten von London {sub} {pl} Londra‚dan manzaralar
das Band {sub} {n} kordon
der Besatz {sub} {m} kordon
beständiges Wintereis {sub} {n} kışın daimi don
biegsame Leitung {sub} {f} esnek kordon
biegsame Litzenschnur {sub} {f} esnek kordon
der Blechbehälter {sub} {m} bidon
der Blechkanister {sub} {m} bidon
die Blechtonne {sub} {f} sac bidon
das Blitzeis {sub} {n} ani oluşan don
das Bombardon {sub} {n} [Basstuba] bombardon
das Bombardon {sub} {n} [Orgelregister] kalın sesli tuba
die Buxe {sub} {f} [nordd.: Hose] uzun don
das Bügelhorn {sub} {n} bombardon
der Chalcedon {sub} {m} [Erz] kadıköytaşı
der Chalcedon {sub} {m} [Erz] kalseduan
dafür gibt es keinen Pardon affedilemez
die Darmsaite {sub} {f} bağırsak kordon
0.004s