Keine direkten Treffer gefunden für: havası

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: havası

Deutsch Türkisch
abgeflaut havası inen
abgestandene Luft havasız
das Ablassen {sub} {n} havası alma
ablassen {v} [ließ ab, hat abgelassen] havası almak
abplatten {v} [Reifen: plattete ab, hat abgeplattet] havası kaçmak
an Luft verlieren {v} havası azalmak
die Atemhöhle {sub} {f} havasız mağara
der Atemtotraum {sub} {m} havasız oda
atmosphärelos {adj} havasız
ausleeren {v} havası almak
die Auspumpung {sub} {f} havası alma
Bakterie, anaerobe - {sub} {f} havasız yerde yaşayabilen bakteri
das Nachsehen haben {v} [leer ausgehen] havası almak
das Nachsehen haben {v} [zu kurz kommen] havası almak
entleeren {v} havası almak
die Entleerung {sub} {f} havası alma
entlüfte [s. entlüften] havası alıyorum
entlüften {v} havası almak
entlüften {v} havası boşaltmak
entlüftet [er, sie, es~] havası alıyor
entlüftete [er, sie, es~] havası alımıştı
die Entlüftung {sub} {f} [Technik: Heizung] havası almak
die Erstickung {sub} {f} havasızlıktan boğulma
die Erstickungsgefahr {sub} {f} havasızlıktan boğulma tehlikesi
der Erstickungstod {sub} {m} havasızlıktan boğularak ölme
die Evakuierung {sub} {f} havası boşaltma
Fahren ohne Luft {sub} {n} havasız araç sürme
guter Stimmung sein {v} havasında olmak
im luftleeren Raum havasız odada
in Stimmung havasında
in Stimmung kommen {v} havası bulmak
leeren {v} havası almak
Luft ablassen {sub} {f} havası çıkarmak
luft abschnüren {sub} {f} havası kapatmak
luft auslassen {sub} {f} havası boşaltmak
Luft kann abgelassen werden {v} havası boşaltılabilir
luftfrei {adj} havasız
luftfreie Flüssigkeit {sub} {f} havasız sıvı
luftleer [Luft wurde abgelassen, kein Vakuum] havası boşaltılmış
luftleer [Vakuum] havasız
luftleer machen [geringer Unterdruck] havası boşaltmak
luftleer pumpen havası poma ile çekmek
luftleere Räume {sub} {pl} havasız yerler
luftleerer Raum havasız yer
luftlos {adj} havasız
luftlose- havasız-
die Luftlosigkeit {sub} {f} havasızlık
die Luftschleuse {sub} {f} havası alınmış yer ile normal basınçlı havalı yer arasında geçişi sağlayan bölme
luftverdünnter Raum {sub} {m} havası azalmış oda (vakum)
das Lüften {sub} {n} [Bremse] havası alma
lüften {v} [Bremse] havası almak
die Abendluft {sub} {f} akşam havası
die Abenteuerstimmung {sub} {f} macera havası
die Abwetter {sub} {pl} [Bergbau] dönüş havası
alkalihaltige Raumluft {sub} {f} bazlı oda havası
antarktische Luft {sub} {f} antarktik havası
arktische Luftmasse {sub} {f} kuzey kutup bölgesi havası
arktische Polarluft {sub} {f} kuzey kutbu havası
die Bauernlie {sub} {pl} köy havası
die Bergluft {sub} {f} dağ havası
die Blähluft {sub} {f} yellenme havası
die Bodenluft {sub} {f} taban havası
das Bravourstück {sub} {n} bravur havası
die Bremsbelüftung {sub} {f} fren havası
die Büroluft {sub} {f} büro havası
der Büromief {sub} {m} [muffige Luft] büronun kokan havası
der Büromuff {sub} {m} [schlechte, verbrauchte Luft] büronun kirli havası
die Dosierluft {sub} {f} dozajlama havası
die Feiertagsstimmung {sub} {f} bayram havası
die Festesstimmung {sub} {f} bayram havası
das Flair {sub} {n} [einer Person] bir kişinin havası
das Frostwetter {sub} {n} don havası
das Frühjahrswetter {sub} {n} bahar havası
die Frühlingsluft {sub} {f} bahar havası
das Frühlingswetter {sub} {n} bahar havası
das Gebirgsklima {sub} {n} dağ havası
die Gebläseluft {sub} {f} körük havası
0.004s