absegeln
{v}
[segelte ab, hat abgesegelt]
|
denize açılmak
|
|
absegelnd
{adj}
|
denize açılan
|
|
Abwasserrohr ins Meer
{sub}
{n}
|
denize verilen atık su borusu
|
|
ans Meer fahren
{v}
|
denize seyahat etmek
|
|
auf See hinausfahren
{v}
|
denize açılmak
|
|
aussegeln
{v}
|
denize açılmak
|
|
baden
{v}
[badete, hat gebadet]
|
denize sokmak
|
|
baden
{v}
[im Meer]
|
denize girmek
|
|
Blick aufs Meer
{sub}
{m}
|
denize bakış
|
|
die See gewohnt sein
|
denize alışık olmak
|
|
ein schöner blick auf das meer
|
denize karşı güzel bir bakış
|
|
in See gehen
{v}
|
denize (göle) girmek
|
|
in See stechen
{v}
[Verkehr]
|
denize açılmak
|
|
ins Meer fließen
[Verkehr]
|
denize akmak
|
|
ins Meer springen
[Verkehr]
|
denize atlamak
|
|
ins Meer werfen
[Verkehr]
|
denize atmak
|
|
Landvorsprung ins Meer
{sub}
{m}
|
denize kara çıkıntısı
|
|
die
Maritimprovinzen
{sub}
{pl}
|
denize kıyısı olan eyaletler
|
|
Mündung ins Meer
{sub}
{f}
|
denize akma
|
|
ohne Zugang zum Meer
|
denize ulaşımsız
|
|
ohne Zugang zum Meer
|
denize bağlantısız
|
|
die
Seebestattung
{sub}
{f}
|
denize ölü gömme
|
|
seefähig
[Schiff]
|
denize dayanır
|
|
der
Seekabelleger
{sub}
{m}
|
denize kablo döşeyen
|
|
der
Seekabelmonteur
{sub}
{m}
|
denize kablo döşeyen montör
|
|
seeklar
{adj}
[Verkehr]
|
denize açılmaya hazır
|
|
die
Seeländer
{sub}
{pl}
|
denize kıyısı olan ülkeler
|
|
seetüchtig
{adj}
|
denize dayanıklı
|
|
seetüchtig
{adj}
[Verkehr]
|
denize elverişli
|
|
seetüchtige Verpackung
{sub}
{f}
|
denize elverişli paketleme
|
|
die
Seetüchtigkeit
{sub}
{f}
|
denize dayanıklılık
|
|
die
Seetüchtigkeitsbescheinigung
{sub}
{f}
|
denize elverişlilik belgesi
|
|
das
Seetüchtigkeitszeugnis
{sub}
{n}
|
denize elverişlilik diploması
|
|
seeuntüchtig
{adj}
|
denize elverişsiz
|
|
die
Seeuntüchtigkeit
{sub}
{f}
|
denize dayanıksız
|
|
seewärtig
{adj}
|
denize doğru giden
|
|
seewärts
{adj}
|
denize doğru
|
|
shiffbar
{adj}
|
denize dayanıklı
|
|
sich an einen Strohhalm klammern
|
denize düşüp yılana sarılmak
|
|
vollständig von der See abgeschnitten
|
denize giden yolu kapalı
|
|
vollständig von der See abgeschnitten
|
denize giden yolu kesilmiş
|
|
vom stapel lassen
{v}
|
denize indirmek
|
|
vom Stapel laufen
{v}
|
denize inmek
|
|
vom Stapel laufen lassen
{v}
|
denize indirmek
|
|
zur See angreifen
{v}
|
denize saldırmak
|
|
zur See bestatten
{v}
|
denize defnetmek
|
|
zur See gehen
{v}
|
denize gitmek
|
|
zur See gehörend
|
denize ait olan
|
|
zur See gehörig
|
denize ait
|
|