37 direkte Treffer gefunden für: cıkarma


77 indirekte Treffer gefunden für: cıkarma

Deutsch Türkisch
die Abbaukonzentration {sub} {f} çıkarma konsantrasyonu
abbekommen {v} [entfernen können] çıkarmak
abheften {v} [heftete ab, hat abgeheftet] çıkarmak
der Abhängearm {sub} {m} çıkarma kolu
ablegen {v} [Kleider: legte ab, hat abgelegt] çıkarmak
ableiten {v} [Wort: leitete ab, hat abgeleitet] çıkarmak
abmachen {v} [machte ab, hat abgemacht] çıkarmak
abnehmen {v} [einen Helm] çıkarmak
abnehmen {v} [Hut] çıkarmak
abreagieren {v} [Wut] çıkarmak
abschreiben {v} [schrieb ab, hat abgeschrieben] çıkarmak
absetzen [Glasur] çıkarmak
absetzen [Hut] çıkarmak
abstreifen {v} [Kleidungsstück: streifte ab, hat abgestriffen] çıkarmak
abtun {v} [Kleidung] çıkarmak
abzapfen {v} [zapfte ab, hat abgezapft] çıkarmak
abziehen [Bilder] çıkarmak
abziehen {v} [Arithmetik] çıkarmak
abziehen {v} [zog ab, hat abgezogen] çıkarmak
der Anzieher {sub} {m} çıkarma tertibatı
aufbehalten [z.B. Hut] çıkarmamak
auflassen {v} [Hut] çıkarmamak
auflassen {v} [liess auf, hat aufgelassen] çıkarmamak
ausbauen {v} çıkarmak
die Ausgabebedingungen {sub} {pl} çıkarma şartları
ausheben {v} [hob aus, hat ausgehoben] çıkarmak
auskragen {v} çıkarmak
auskugeln {v} [kugelte aus, hat ausgekugelt] çıkarmak
ausnehmen {v} [nahm aus, hat ausgenommen] çıkarmak
ausrenken {v} [renkte aus, hat ausgerenkt] çıkarmak
ausscheiden {v} [scheidete aus, ist ausgeschieden] çıkarmak
die Ausscheidungsgeschwindgkeit {sub} {f} çıkarma hızı
ausschließen {v} [aus einer Gemeinschaft] çıkarmak
ausschwitzen {v} çıkarmak
aussenden {v} çıkarmak
ausstoßen {v} çıkarmak
die Ausstoßungen {sub} {pl} çıkarmalar
das Ausstoßventil {sub} {n} çıkarma supabı
die Ausstoßvorrichtung {sub} {f} çıkarma düzeni
die Austreibkeile {sub} {pl} çıkarma kamaları
der Austreibschlitz {sub} {m} çıkarma yarığı
die Austreibungen {sub} {pl} çıkarmalar
die Austreibungsperiode {sub} {f} çıkarma periyodu
die Austreibungswehen {sub} {f} çıkarma sancısı
die Austreibungszeit {sub} {f} çıkarma zamanı
ausziehen {v} [Kleider] çıkarmak
bergen {v} [aus Schutt] çıkarmak
beurlauben {v} [entlassen] çıkarmak
elidieren {v} çıkarmak
eliminieren {v} çıkarmak
emittieren {v} çıkarmak
Abbau von Erzen {sub} {m} değerli madenleri çıkarma
Abbau von Mineralien {sub} {m} maden çıkarma
Abbau über Tage {sub} {m} yerüstü maden çıkarma
Abbeizen von Farbe {sub} {n} asitle çıkarma
Aberkennung der Staatsbürgerschaft {sub} {f} vatandaşlıktan çıkarma
das Abfolgern {sub} {n} sonuç çıkarma
die Abführung {sub} {f} [Dampf] dışarı çıkarma
Abführung von Wärme {sub} {f} ısıyı çıkarma
die Abheuerung {sub} {f} işten çıkarma
das Ablackieren {sub} {n} boya çıkarma
die Ableitung {sub} {f} sonuç çıkarma
das Abnadeln {sub} {n} çiviyi çıkarma
Abnahme der Lampenabdeckung {sub} {f} lamba kapağını çıkarma
die Abschaltung {sub} {f} devreden çıkarma
die Absetzung {sub} {f} işten çıkarma
Absetzung der Brustdruese {sub} {f} meme bezini ameliyatla çıkarma
absichtliche Freisetzung {sub} {f} bilerek meydana çıkarma çıkarma
absichtliche Freisetzung eines genetisch veränderten Organismus {sub} {f} genleri değiştirilmiş organizmayı kontrollu şekilde açığa çıkarma
die Absolution {sub} {f} günah çıkarma
Absolutions günah çıkarma
Abstellung von Langzeitexperten {v} uzun süreden beri çalışan ekspertleri işten çıkarma
die Abtakelung {sub} {f} [Schiff] donamını çıkarma
die Abwrackung {sub} {f} hurdaya çıkarma
das Abziehen {sub} {n} çekip çıkarma
der Abzug {sub} {m} takım çıkarma
die Agrargesetzgebung {sub} {f} tarım yasası çıkarma
0.006s