|
abstrus
|
anlaşılması zor
|
|
|
aus etwas folgen
|
anlaşılmak
|
|
|
der
Ausleger
{sub}
{m}
|
anlaşılması güç bir metni açıklayan, anlam ve amacı üstünde yorumda bulunan kimse
|
|
|
die
Barylalie
{sub}
{f}
|
anlaşılmaz veya zor anlaşır bir şekilde konuşmak
|
|
|
böhmisch
{adj}
|
anlaşılması zor
|
|
|
der
Cochon
{sub}
{m}
[Schimpfwort]
|
anlaşılmaz adam
|
|
|
dumpf
{adj}
|
anlaşılmaz
|
|
|
ein Buch mit sieben Siegeln
|
anlaşılmaz olan
|
|
|
einfach
{adj}
|
anlaşılması kolay
|
|
|
ergeben
{v}
[folgen]
|
anlaşılmak
|
|
|
erhellen
{v}
|
anlaşılmak
|
|
|
erklären
{v}
[sich ~: Meinung, Absicht]
|
anlaşılmak
|
|
|
etwas geht hoch
|
anlaşılmak
|
|
|
etwas muss sich erst setzen
|
anlaşılması için zaman gerekli
|
|
|
folgen
{v}
[logisch]
|
anlaşılmak
|
|
|
folgen aus
{v}
|
anlaşılmak
|
|
|
ganz einfach zu verstehen
|
anlaşılması çok kolay
|
|
|
das
Gemauschel
{sub}
{n}
[ugs.: undeutliches Sprechen]
|
anlaşılmaz konuşma
|
|
|
geschraubt
{adj}
|
anlaşılmaz
|
|
|
geschraubt reden
{v}
|
anlaşılması güç bir şekilde konuşmak
|
|
|
die
Geschraubtheit
{sub}
{f}
[des Stils etc.]
|
anlaşılmazlık
|
|
|
die
Glossolalie
{sub}
{f}
|
anlaşılmaz konuşma
|
|
|
glätten
{v}
|
anlaşılmaları ortadan kaldırmak
|
|
|
rummeln
{v}
|
anlaşılması zor alçak sesle mırıldanmak
|
|
|
grummelnd
{adj}
|
anlaşılması zor alçak sesle mırıldanan
|
|
|
herauskristallisieren
{v}
[sich]
|
anlaşılmak
|
|
|
herausstellen
{v}
[sich zeigen]
|
anlaşılmak
|
|
|
hervorgehen
{v}
|
anlaşılmak
|
|
|
ist unbegreiflich
|
anlaşılması zor
|
|
|
ist uns ganz unverständlich
|
anlaşılması mümkün değil
|
|
|
die
Kakolalie
{sub}
{f}
|
anlaşılmaz konuşma
|
|
|
kaudern
[veraltet oder landsch.]
|
anlaşılmaz konuşmak
|
|
|
kaudernd
[landsch., sonst veraltet]
|
anlaşılmaz konuşan
|
|
|
kaudert
[er, sie, es~]
|
anlaşılmaz konuşuyor
|
|
|
das
Kauderwelsch
{sub}
{n}
{ugs.}
|
anlaşılmaz konuşma
|
|
|
Kauderwelsch reden
{v}
|
anlaşılmaz konuşmak
|
|
|
kauderwelsch redend
|
anlaşılmaz konuş
|
|
|
Kauderwelsch sprechen
{sub}
{f}
|
anlaşılmaz konuşmak
|
|
|
kauderwelschen
{v}
|
anlaşılmaz şekilde konuşmak
|
|
|
die
Konfusion
{sub}
{f}
|
anlaşılmazlık
|
|
|
der
Kribskrabs
{sub}
{m}
|
anlaşılmaz hareket
|
|
|
leicht von Begriff
|
anlaşılması kolay
|
|
|
mit der Zunge anstoßen
{v}
[lispeln]
|
anlaşılmaz şekilde konuşmak
|
|
|
mit unklarer Bedeutung
|
anlaşılmaz anlamlı
|
|
|
muffeln
{v}
[muffelte, hat gemuffelt]
|
anlaşılmaz şekilde ağzında geveleyerek konuşmak
|
|
|
mummeln
{v}
|
anlaşılmayacak şekilde konuşmak
|
|
|
nebulös
{adj}
|
anlaşılmaz
|
|
|
nicht zu verstehen
|
anlaşılmaz
|
|
|
nuschelig
{adj}
|
anlaşılmayan mırıldama
|
|
|
nuscheln
|
anlaşılmayacak şekilde konuşmak
|
|
|
nuscheln
{v}
[nuschelte, hat genuschelt]
|
anlaşılmaz şekilde konuşmak
|
|
|
angebliches Missverständnis
{sub}
{n}
|
sözde yanlış anlaşılma
|
|
|
die
Deutlichkeit
{sub}
{f}
|
kolay anlaşılma
|
|
|
kleines Missverständnis
{sub}
{n}
|
küçük yanlış anlaşılma
|
|
|
der
missverstand
{sub}
{m}
|
yanlış anlaşılma
|
|
|
die
Schwerverständlichkeit
{sub}
{f}
|
zor anlaşılma
|
|
|
die
Selbstverständlichkeit
{sub}
{f}
|
kendiliğinden anlaşılma
|
|
|
weitverbreitetes Missverständnis
{sub}
{n}
|
yaygın yanlış anlaşılma
|
|
Türkisch