Keine direkten Treffer gefunden für: boç

Deutsch Türkisch

53 indirekte Treffer gefunden für: boç

Deutsch Türkisch
die Acarophobie {sub} {f} böcek korkusu
die Ankerwinde {sub} {f} [zum Hieven und Stecken des Ankers betrieben] bocurgat
ausgießen {v} [goss aus, hat ausgegossen] boca etmek
die Bockmast {sub} {f} ayak direği
die Boccia {sub} {f} İtalya‚da bilya oyunu
das Boccia {sub} {n} İtalya‚da bir bilya oyunu
die Bocciaspiele {sub} {pl} İtalya‚da bilya oyunları
die Boche {sub} {f} [abwerteder Begriff für Deutsche in Frankreich] Fransızların Almanlara verdiği ad
Bochum Almanya`da bir şehir ismi
der Bock {sub} {m} [einer Drehbank] beşme
der Bock {sub} {m} [Gestell] ayaklık
der Bock {sub} {m} [Hebe-] vinç
der Bock {sub} {m} [Schafsbock] koç
der Bock {sub} {m} [Stützgerät] ayak
der Bock {sub} {m} [techn.] pilon
der Bock {sub} {m} [Turnen] spor için beygir sehpa
der Bock {sub} {m} {ugs.} dik kafalı
der Bock {sub} {m} {ugs.} zampara
der Bock {sub} {m} [Widder] koç
der Bock {sub} {m} [Ziegen-] erkek keçi
der Bock {sub} {m} [Ziegen-] teke
der Bock {sub} {m} [Ziegenbock] erkek keçi
der Bock {sub} {m} [Ziegenbock] teke
der Bock {sub} {m} [Zylinderstütze am Ausleger] tezgâh ayağı
der Bock {sub} {m} at arabası sürücünün oturduğu yer
der Bock {sub} {m} ağaç böceği
der Bock {sub} {m} beceriksiz herif
der Bock {sub} {m} inatçı
der Bock {sub} {m} sehpa
der Bock {sub} {m} yüksek tabure
Bock auf etwas haben {v} [Lust auf etwas haben] bir şeyi yapmaya istekli olmak
das Bock {sub} {n} yüksek alkollü bira
Bock der Mühle {sub} {m} değirmen pilonu
bock haben auf {v} bir şeye istekli olmak
Bock machen ayakları üzerinde durup eğilerek atlama beygiri durumu almak
Bock machen eğilmek
Bock schießen hata yapmak
Bock schießen yanlışlık yapmak
bockbeinig {adj} dik kafalı
bockbeinig {adj} hırçın
bockbeinig {adj} inatçı
die Bockbeinigkeit {sub} {f} dik kafalılık
die Bockbeinigkeit {sub} {f} hırçınlık
die Bockbeinigkeit {sub} {f} inatçılık
das Bockbier {sub} {n} yüksek alkollü bira
die Bockbrücke {sub} {f} kazıklar üzerine kurulan köprü
bocken {v} [bockte, hat gebockt] cinsel ilişkide bulunmak
bocken {v} [bockte, hat gebockt] doğru çalışmamak
bocken {v} [bockte, hat gebockt] inat etmek
bocken {v} [bockte, hat gebockt] inatçılık etmek
bocken {v} [bockte, hat gebockt] kafa almak
vorrangige Schuld {sub} {f} öncelikli boç
zweckgebundenes Darlehen {sub} {n} amaca bağlı boç
0.003s