2 direkte Treffer gefunden für: herein

Deutsch Türkisch
herein {adv} içeri
herein {adv} içeriye

70 indirekte Treffer gefunden für: herein

Deutsch Türkisch
herein lassen {v} içeri almak
herein! giriniz!
hereinbekommen {v} (TV) yayını almak
hereinbekommen {v} bir malı teslim almak
hereinbekommen {v} dinleyebilmek
hereinbekommen {v} içeri sokmayı başarmak
hereinbekommen {v} seyredebilmek
hereinbekommen {v} çekebilmek
hereinbemühen, sich {v} girmek lütfunda bulunmak
hereinbemühen, sich {v} girmeye çalışmak
hereinbitten {v} buyrun demek
hereinbitten {v} buyur etmek
hereinbitten {v} buyurun demek
hereinbitten {v} girmesini rica etmek
hereinbittend {adj} girmesini rica eden
hereinbittend {adj} buyurun eden
hereinblasen {v} içeri üflemek
hereinbrechen {v} pat diye içeri girmek
das Hereinbrechen {sub} {n} çökme
hereinbrechen {v} [die Nacht bricht herein] gece olmak
hereinbrechen {v} [die Nacht bricht herein] karanlık olmak
hereinbrechen {v} basmak
hereinbrechen {v} başına gelmek
hereinbrechen {v} gelip çatmak
hereinbrechen {v} kapıya dayanmak
hereinbrechen {v} çökmek
hereinbrechend {adj} gelip çatan
hereinbrechende Dunkelheit {sub} {f} karanlık olması
hereinbringen {v} getirmek
hereinbringen {v} kaldırmak
hereindrängen {v} içeri zorlamak
hereineilen {v} acele ile içeri gelmek
hereinfahren {v} [Material in Maschine] içeri vermek
der Hereinfall {sub} {m} aldanma
der Hereinfall {sub} {m} kanma
hereinfallen {v} [sich täuschen lassen] faka basmak
hereinfallen {v} aldanmak
hereinfallen {v} faka basmak
hereinfallen {v} içeri düşmek
hereinfallen {v} kazıklanmak
hereinfallen {v} oyuna gelmek
hereinfallen {v} tuzağa düşmek
hereinfallend {adj} içeri düşen
hereinfallend {adj} aldanan
hereinfegen {v} içeri süpürmek
die hereinfliegen {sub} {f} içeri uçmak
hereinführen {v} güderek içeri sokmak
hereinführend {adj} güderek içeri sokan
die Hereingabe {sub} {f} içeri verme
hereingeben {v} [Sport] topu ortalamak
hereingebracht [er, sie, es hat~] içeri getirdi
bat herein iҫeri ҫağırmıştı
die Dunkelheit brach herein karanlık çöktü
Dunkelheit bricht herein {sub} {f} karanlık çöküyor
Ein Unheil fiel über die Stadt herein şehire bir uğursuzluk girdi
Er bat ihn herein içeri gelemesini rica etti
es zieht herein içeri esiyor
fiel herein [er, sie, es~] içine düşmüştü
legte herein [er, sie, es~] içeri koymuştu
ließ herein [er, sie, es~] içeri almıştı
rein {adv} {ugs.} s. herein
sie kam auf einen Sprung herein kısa süreliğine geldi [kız veya bayan]
trug den Tisch herein [er, sie, es~] masayı içeri taşımıştı
von außen herein dışarıdan içeriye
von draußen herein dışarıdan içeriye
von vorne herein başından beri
von vornherein {adv} başından itibaren
von vornherein ilk baştan
vornherein {adv} [von ~] ilk baştan
Weg herein {sub} {m} içeri giden yol
0.004s