Keine direkten Treffer gefunden für: hastalı

Deutsch Türkisch

52 indirekte Treffer gefunden für: hastalı

Deutsch Türkisch
die Abasie {sub} {f} hastalıktan yürüyecek hali olmama
abatisch {adj} hastalıktan yürüyecek hali olmama
abbeten {v} [betete ab, hat abgebetet] hastalığı okumak
Abwesenheit von Krankheitserregern {sub} {f} hastalık geçiricilerin bulunmaması
Abwesenheit wegen Krankheit {sub} {f} hastalık nedeniyle bulunamama
Abwesenheitszeiten wegen Krankheit {sub} {pl} hastalık dolayısıyle devamsızlık zamanları
adipös {adj} [krankmachendes Übergewicht] hastalık derecesinde şişmanlık
adipöse Menschen {sub} {pl} hastalık derecesinde şişman insanlar
die Agglutinin {sub} {f} [Med.] hastalık mikroplarını kümleştiren madde
die Aggravation {sub} {f} hastalık belirtilerini dramatik şekilde anlatma
das Aggressin {sub} {n} hastalık yapan bakterilerin metabolizma mahsulü
die Agriothymie {sub} {f} hastalık derecesinde gaddarlık
Akzentuierung prämorbider Persönlichkeitszüge {sub} {f} hastalık öncesi kişilik özelliklerinin belirginleşmesi
Allomorphose hastalıktan değişim
der Allopath {sub} {m} hastalığa karşı hastalıkla tedavi eden doktor
die Allopathie {sub} {f} hastalığa karşı hastalıkla tedavi etme
an einer Krankheit laborieren {v} hastalıktan çekmek
die Anamnese {sub} {f} [Med.] hastalığın seyrinin anlatılması
die Anfall {sub} {f} [Med.] hastalık nöbeti
der Anfall {sub} {m} hastalık bunalımı
der Anfall {sub} {m} hastalık nöbeti
der Anfall {sub} {m} hastalığa tutulma
anfallen {v} [fiel an, hat angefallen] hastalık tutmak
anfallen {v} [fiel an, hat angefallen] hastalık yakalamak
die Anfälligkeit {sub} {f} hastalığa yakalanmaya eğilimlilik
anlässlich der Krankheit hastalık nedeniyle
anlässlich Krankheit hastalık nedeniyle
anstecken {v} [Krankheit] hastalık bulaştırmak
anstecken {v} [Krankheit] hastalık geçirmek
anstecken {v} [Krankheit] hastalık yaymak
anstecken {v} [sich] hastalık bulaşmak
die Ansteckungsgefahr {sub} {f} hastalık geçme tehlikesi
die Ansteckungsgefahren {sub} {pl} hastalık geçme tehlikeleri
ansteckungsverdächtiges Geflügel {sub} {n} hastalık geçme tehlikesi olan kabatlı hayvan
ansteckungsverdächtiges Tier {sub} {n} hastalık geçme tehlikesi olan hayvan
die Anzeigeptlicht {sub} {f} hastalık bildirme zorunluluğu
apathogen {adj} hastalığa sebebiyet vermeyen
asymptotisch {adj} [ohne Krankheitsanzeichen] med. hastalık belirtisi olmayan
die Athologie {sub} {f} [Med.] hastalık nedenlerini araştıran hekimlik kolu
auf jemanden eine Krankheit übertragen {v} hastalığı başkasına geçirmek
auf der Nase liegen {v} hastalıktan dolayı yatmak
Ausbreitung der Krankheit hastalığın genişlemesi
Ausbreitung der Krankheit hastalığın yayılması
Ausbreitung Krankheit {sub} {f} hastalığın genişlemesi
Ausbreitung Krankheit {sub} {f} hastalığın yayılması
Ausbruch einer Krankheit {sub} {m} hastalık patlak vermesi
Ausfallzeit bei Krankheit {sub} {f} hastalıkta devamsızlık süresi
ausheilen {v} [heilte aus, hat ausgeheilt] hastalık iyi etmek
die Auskratzung {sub} {f} hastalıklı dokuyu kazıma
das Ausschlussverfahren {sub} {n} [Ausschlussdiagnose] med. hastalık bulunmama teşhisi
Aussicht auf Erholung hastalıktan iyileşme ümidi
seltene Erkrankung {sub} {f} nadir hastalı
0.004s