4 direkte Treffer gefunden für: fırsat


70 indirekte Treffer gefunden für: fırsat

Deutsch Türkisch
abwarten {v} [wartete ab, hat abgewartet] fırsat kollamak
alternative Kosten {sub} {pl} fırsat maliyeti
Anlass geben {v} [Verkehr] fırsat vermek
Anlass geben {v} fırsat vermek
auf eine günstige Gelegenheit warten {v} fırsat beklemek
aus Mangel an Gelegenheit fırsat olmaması nedeniyle
ausnutzen {v} [nutzte aus, hat ausgenutzt] fırsat değerlendirmek
ausnutzen {v} [nutzte aus, hat ausgenutzt] fırsattan istifade etmek
die Ausnutzung {sub} {f} fırsat bilme
die Ausnutzung {sub} {f} fırsattan istifade etme
ausnützen {v} fırsattan istifade etmek
die Ausnützung {sub} {f} fırsat bilme
die Ausnützung {sub} {f} fırsattan istifade etme
bei ehester Gelegenheit fırsat bulur bulmaz
bei Gelegenheit fırsat olursa
bei nächster Gelegenheit fırsat bulur bulmaz
bieten {v} [sich ~: Gelegenheit] fırsat çıkmak
Chance verpassen fırsat kaçırmak
die Chancen {sub} {pl} fırsatlar
die Chancengleichheit {sub} {f} [Politisch] fırsat eşitliği
die Chancengleichheit {sub} {f} fırsat eşitliği
die Chancenlosigkeit {sub} {f} fırsatsızlık
den günstigen Augenblick erfassen fırsat kollamak
die Alternativkosten {sub} {pl} fırsat maliyeti
die Gelegenheit benutzen fırsatı kullanmak
die Gelegenheit bietet sich fırsat doğdu
die Gelegenheit ergreifen fırsattan yararlanmak
die Gelegenheit geben fırsat vermek
die Gelegenheit nutzen fırsatı değerlendirmek
die Gelegenheit verpassen fırsatı kaçırmak
die Gelegenheit wahrnehmen fırsattan yararlanmak
die Gunst der Stunde nutzen {v} fırsattan yararlanmak
eine Möglichkeit suchen {v} fırsat aramak
er versäumte die Gelegenheit fırsatı kaçırmıştı
ergreifen {v} [Gelegenheit] fırsatı yakalamak
erhalten {v} fırsat vermek
Gelegenheit abpassen {v} fırsatını kollamak
Gelegenheit beim Schopf packen {v} fırsattan istifade etmek
Gelegenheit beim Schopfe fassen {v} fırsattan istifade etmek
Gelegenheit bieten {v} fırsat vermek
Gelegenheit bieten {v} fırsat sunmak
Gelegenheiten bieten {v} fırsatlar vermek
Gelegenheiten bieten {v} fırsatlar sunmak
Gelegenheit bietet sich {sub} {f} fırsat var
Gelegenheit ergreifen {v} fırsattan yararlanmak
Gelegenheit ergreifen {v} fırsatı değerlendirmek
Gelegenheit geben {v} fırsat vermek
Gelegenheit nutzen {v} fırsattan yararlanmak
Gelegenheit nützen {v} fırsattan istifade etmek
Gelegenheit verpassen {v} fırsatı kaçırmak
Gelegenheit versäumen {v} fırsatı kaçırmak
attraktive Gelegenheit {sub} {f} cazip fırsat
beste Gelegenheit {sub} {f} en iyi fırsat
ein guter Fischzug kazanç getiren fırsat
eine Gelegenheit, Fragen zu stellen soru sormak için bir fırsat
eine Riesenchance {ugs.} büyük bir fırsat
Gelegenheit, jemandem zu danken {sub} {f} birine teşekkür etmek için fırsat
Gelegenheit aufzusteigen {sub} {f} yükselmek için fırsat
Gelegenheit Geld zu verdienen {sub} {f} para kazanmak için fırsat
geradezu eine Gelegenheit adeta bir fırsat
goldene Gelegenheit {sub} {f} altın fırsat
guter Fang {sub} {m} iyi fırsat
günstige Gelegenheit {sub} {f} uygun fırsat
interessante Gelegenheit {sub} {f} enteresan fırsat
passende Gelegenheit {sub} {f} uygun fırsat
sagenhaftes Glück müthiş bir fırsat
unglaubliche Gelegenheit {sub} {f} inanılmaz fırsat
die vergünstigung {sub} {f} özel fırsat
verpasste Gelegenheit {sub} {f} kaçırılan fırsat
wenig Gelegenheit çok az fırsat
0.005s