1 direkte Treffer gefunden für: done

Deutsch Türkisch
die Information {sub} {f} done

57 indirekte Treffer gefunden für: done

Deutsch Türkisch
der Abbieger {sub} {m} dönen
das Abfüllkarussell {sub} {n} döner doldurma tezgâhı
die Abreißfunkenstrecke {sub} {f} döner elektrodlu kıvılcım siperi
Abschluss des Geschäftsjahres dönem sonu bilançosu
abtrünnig {adj} dönek
abtrünnig sein dönek olamak
die Abtrünnige {sub} {f} dönek
die Abtrünnige {sub} {pl} dönekler
die Abtrünnigkeit {sub} {f} döneklik
Abtrünnigkeits döneklik
aerostatisches Lager {sub} {n} dönebilir yatak
am Anfang der Schleife dönemecin başında
am Ende der Schleife dönemeç sonunda
Amalgamation in rotierenden Fässern {sub} {f} döner tamburla malgama yapma
Anfang des Geschäftsjahres {sub} {m} dönem başı
angetriebenes Werkzeug {sub} {n} [an Werkzeugmascinen] döner bıçak
die Anwärmdrehzahl {sub} {f} dönerek ısıtma hızı
das Arbeitskapital {sub} {n} döner sermaye
Armlehne für Drehsessel {sub} {f} dönek koltuk dirsekliği
der Aufklappdeckel {sub} {m} döner kapak
die Aufwickeltrommel {sub} {f} döner kasnak
die Aufwindspule {sub} {f} döner bobin
aufwirbeln {v} [wirbelte auf, hat aufgewirbelt] döne döne yükselmek
aufwirbeln {v} [wirbelte auf, hat aufgewirbelt] dönerek yükselmek
das Ausstellfenster {sub} {n} döner pencere
die Ära {sub} {f} dönem
der Backenkreiselbrecher {sub} {m} döner çeneli kırıcı
bewegliche Rampe {sub} {f} döner rampa
die Biege {sub} {f} dönemeç
die Biegung {sub} {f} [einer Straße] dönemeç
die Bodenfräse {sub} {f} döner bıçaklı motorlu kultivatör
der Brummkreisel {sub} {m} dönerken ses çıkaran topaç
der Dehschiebeverschluss {sub} {m} döner sürgülü valf
den Drehschalter auf Null stellen {v} döner şalteri sıfırlamak
den Drehschalter in Position Test bringen {v} döner şalteri test pozisyonuna getirmek
die Drechspule {sub} {f} döner çerçeve
Dreh- döner-
die Drehachse {sub} {f} döner eksen
die Drehanschlüsse {sub} {pl} döner bağlantılar
der Drehantrieb {sub} {m} [Stellantrieb] döner çalıştırıcı
der Dreharm {sub} {m} döner kol
der Drehaufzug {sub} {m} döner asansör
die Drehbacke {sub} {f} döner radyofar
drehbar {adj} dönel
drehbar {adj} dönen
drehbar {adj} döner
drehbar gelagert döner yataklı
drehbare Ausklinkvorrichtung {sub} {f} döner çentik makinesi
drehbare Beobachtungsbühne {sub} {f} döner tarassus kulesi
drehbare Buchse {sub} {f} döner kovan
drehbare Halle {sub} {f} döner tip hangar
die Kardone {sub} {f} [(als Gemüse angebaute) der Artischocke ähnliche Pflanze, deren Blattstiele und Rippen gegessen werden] kardon
die Kordone {sub} {pl} kordonlar
der Kordonnet {sub} {m} kordone
die Kotyledone {sub} {pl} [Pflanze] çenekler
die Methadone {sub} {pl} metadonlar
die monokotyledone {sub} {f} [Monokotyle: Biologie] tekçenekli
0.004s