17 direkte Treffer gefunden für: blasen


77 indirekte Treffer gefunden für: blasen

Deutsch Türkisch
Blasen an den Händen ellerdeki kabarcıklar
Blasen bekommen {v} kabarcık oluşmak
Blasen bilden {v} kabarcıklanmak
Blasen bildend kabartan
Blasen des Lichtbogens {sub} {n} arkın üflemesi
Blasen entstehen kabarcık peydah olmak
blasen entzündung idrar yolu iltihabı
Blasen erzeugend kabarcık yapan
Blasen hervorgerufen kabarcığa yolaçan
blasen lassen {v} {ugs.} emdirmek
blasen lassen {v} kabartmak
blasen lassen {v} üfletmek
blasen machen {v} üfleyerek şisırmek
der Blasensteinzertrümmerer {sub} {m} idrar yolu taşlarını kırıcı cihaz
Blasen unter vollem Druck {sub} {n} şiddetli basınçla üfleme
Blasen werfen kabarcık çıkarmak
blasen, Auf~ {sub} {n} şişirme
blasenartig {adj} kese şeklinde
blasenartig {adj} sistik
blasenartig {adj} torba gibi
die Blasenbeschwerden {sub} {pl} idrar yolu rahatsızlıkları
der Blasenbildner {sub} {m} kabarcık oluşturucu
die Blasenbildung {sub} {f} [in Flüssigkeiten] kabarcık oluşumu
die Blasenbildung {sub} {f} kabarcık oluşumu
die Blasenbildung {sub} {f} kabarcık teşekkülü
der Blasenbruch {sub} {m} kabarcık parlaması
blasend {adj} üfleyen
blasender Lüfter {sub} {m} üfleyen vantilatör
blasender Ventilator {sub} {m} basınçlı körük
die Blasendichtheit {sub} {f} idrar yolu tıkanıklığı
das Blasendivertikel {sub} {n} idrar yolunda şişmeler
der Blasendruck {sub} {m} idrar yolu basıncı
die Blasenentleerung {sub} {f} idrar boşaltma
die Blasenentleerungsstörung {sub} {f} idrar boşaltma rahatsızlığı
die Blasenentleerungstörungen {sub} {pl} idrar boşaltma rahatsızlığkları
die Blasenentzündung {sub} {f} mesane iltihabı
die Blasenentzündung {sub} {f} sidik torbası iltihabı
die Blasenentzündung {sub} {f} sistit
blasenfrei {adj} kabarcıksız
blasenfrei {adj} kesif
blasenfrei {adj} yoğun
blasenförmig {adj} kabarcık şeklinde
blasenförmig {adj} mesane şeklinde
die Blasengeschwür {sub} {f} mesane uru
der Blasengrieß {sub} {m} mesane kumu
der Blasenguss {sub} {m} üfleme döküm
die Blasengärung {sub} {f} fermantasyon
blasenhaltiges Wasser {sub} {n} kabarcıklı su
der Blasenharn {sub} {m} mesane idrarı
die Blaseninkontinenz {sub} {f} idrar tutamama
die Blaseninsuffizienz {sub} {f} mesane iltihabı
abblasen {v} {ugs.} [einen Termin~] randevuya gitmemek
das Abblasen {sub} {n} [Gas: blies ab, hat abgeblasen] hava tazikiyle gazı boşaltma
das Abblasen {sub} {n} [Verdichterluft: blies ab, hat abgeblasen] yoğun havayı püskürtme
abblasen {v} [blies ab, hat abgeblasen] püskürtmek
abgeblasen {adj} üflenmiş
abgeblasen [Termin] iptal
Alarm blasen alarm borusu çalmak
Alarm blasen {v} alarm borusu çalmak
alle Reifen aufblasen tüm tekerlekleri şişirmek
anblasen {v} [blies an, hat angeblasen] şişirmek
anblasen {v} [Feuer] körüklemek
anblasen {v} [Feuer] yellemek
anblasen {v} [Feuer] üflemek
anblasen {v} [Musikinstrument] çalmaya başlamak
anblasen {v} [Ofen] yakmak
anblasen {v} [Ofen] üfürmek
anblasen {v} [ugs.] azarlamak
anblasen {v} [ugs.] paylamak
anblasen {v} [ugs.] çıkışmak
anzublasen {v} püskürtmek için
auf dem Horn blasen boruyu üfleyerek müzik yapmak
auf der Trompete blasen borazan çalmak
das Aufblasen {sub} {n} şişirme
aufblasen {v} boru çalarak kaldırmak
aufblasen {v} püflemek
aufblasen {v} üflemek
0.005s