2 direkte Treffer gefunden für: Streif

Deutsch Türkisch
der Streif {sub} {m} bant
der Streif {sub} {m} şerit

51 indirekte Treffer gefunden für: Streif

Deutsch Türkisch
die Streifabschneidmaschine {sub} {f} band kesme makinesi
der Streifabschwächer {sub} {m} şeritli zayıflatıcı
das Streifband {sub} {n} sürtme bantı
das Streifbanddepot {sub} {n} evrak veya değerli kâğıt saklama yeri
der Streifblick {sub} {m} süzen bakış
die Streifblicke {sub} {pl} süzen bakışlar
die Streife {sub} {f} [Militär] devriye
die Streife {sub} {f} [Patrouille] devriye
die Streife {sub} {f} [Patrouille] kol
Streife fahren {v} taşıtla devriye gezmek
der Streifen {sub} {m} [Band] bant
der Streifen {sub} {m} [Band] cilt
der Streifen {sub} {m} [in einem Stoff] yol
der Streifen {sub} {m} [in einem Stoff] çizgi
der Streifen {sub} {m} dalga
der Streifen {sub} {m} dar plak
der Streifen {sub} {m} film
der Streifen {sub} {m} kordon
der Streifen {sub} {m} lime
der Streifen {sub} {m} uzun ince arazi parçası
der Streifen {sub} {m} yiv
der Streifen {sub} {m} çubuk
der Streifen {sub} {m} şerit
der Streifen {sub} {m} [Zebra~] yol Seridi
die Streifen {sub} {pl} [Patrouille] devriyeler
die Streifen {sub} {pl} şeritler
streifen {v} [leicht berühren] sıyırıp geçmek
streifen {v} [streifte, hat gestreift] değinmek
streifen {v} [streifte, hat gestreift] dokunmak
streifen {v} [streifte, hat gestreift] gezinmek
streifen {v} [streifte, hat gestreift] iptal etmek
streifen {v} [streifte, hat gestreift] kaldırmak
streifen {v} [streifte, hat gestreift] silmek
streifen {v} [streifte, hat gestreift] sıvamak
streifen {v} [streifte, hat gestreift] temas etmek
streifen {v} [streifte, hat gestreift] toslamak
streifen {v} [streifte, hat gestreift] yalamak
streifen {v} [streifte, hat gestreift] çıkarmak
streifen {v} [umher-] dolaşmak
Streifen für Straßensignale {sub} {pl} şerit şeklinde cadde sinyalleri
Streifen Land entlang der Küste {sub} {n} kıyı kuşağı
die Streifenbeamten {sub} {pl} görevdeki genelde ikili gezen polis memurları
der Streifenbeamter {sub} {m} devriye polisi memuru
die Streifenbeamtin {sub} {f} [weiblich] bayan devriye polis memuru
das Streifenbild {sub} {n} çizgili desen şekli
die Streifenbildung {sub} {f} şerit oluşumu
die Streifenbildung {sub} {f} çizgi oluşumu
die Streifenbildungen {sub} {pl} şerit oluşumları
die Streifenbrasse {sub} {f} sarıgöz balığı
die Streifenbreite {sub} {f} şerit genişliği
die Streifenbreitsaat {sub} {f} şerit üzerinde serpme ekimi
0.003s