Keine direkten Treffer gefunden für: unken

Deutsch Türkisch

52 indirekte Treffer gefunden für: unken

Deutsch Türkisch
unken v {ugs.} gelecekle ilgili kötü haberler vermek
unken v {ugs.} şom ağızlılık yapmak
unkenntlich {adj} tanınmaz
unkenntlich {adj} tanınmaz biçimde
unkenntlich {adj} tanınmaz halde
unkenntlich gemacht tanınmaz hale getirilmiş
unkenntlich machen {v} [auslöschen] silmek
die Unkenntlichkeit {sub} {f} tanınmazlık
die Unkenntlichmachung {sub} {f} tanınmaz yapma
die Unkenntnis {sub} {f} bilgi eksikliği
die Unkenntnis {sub} {f} bilgisizlik
die Unkenntnis {sub} {f} bilmeme
die Unkenntnis {sub} {f} bilmemezlik
die Unkenntnis {sub} {f} bilmezlik
die Unkenntnis {sub} {f} cahillik
die Unkenntnis {sub} {f} cehalet
die Unkenntnis {sub} {f} eğitimsizlik
die Unkenntnis {sub} {f} haberdar olmama
Unkenntnis des Gesetzes {sub} {f} kanunu tanımama
Unkenntnis vorgeben {v} bilmediğini söylemek
der Unkenruf {sub} {m} [dumpfer Ruf einer Unke] kurbağa topluluğunda kısık seslerle çağrışma
der Unkenruf {sub} {m} [pessimistische Äußerung] kötümser söz
der Unkenruf {sub} {m} [pessimistische Äußerung] karamsar söz
die Unkenrufe {sub} {pl} [Günter Grass] karamsar sözler
die Unkenrufe {sub} {pl} kısık sesle çığlıklar
unkenterbar {adj} alabora edilemez
abgesunken aşağı inmiş
die Abreißfunken {sub} {pl} devre kesme kıvılcımları
anfunken {v} telsizle çağırmak
angetrunken {adj} biraz sarhoş
angetrunken {adj} kafası kıyak
angetrunken {adj} çakırkeyf
angetrunken {adj} çarkıkeyif
auftunken {v} [Brot] daldırmak
ausfunken {v} beslemesiz taşlama
ausgetrunken içilmiş
bedünken {v} [dünken; es bedünkt mich…: sich zu Unrecht etwas einbilden] bana öyle geliyor
bedünken {v} [dünken; es bedünkt mich…: jemandem so vorkommen, scheinen] bence
betrunken {adj} sarhoş
betrunken {adj} yüklü
dazwischenfunken {v} {ugs.} lâfa karışmak
der Brotpreis ist gesunken ekmek fiyatı azaldı
die Stimmung ist auf den Nullpunkt gesunken moral sıfıra düştü
die Dschunken {sub} {pl} Çinli yelkenli gemileri
dunken {v} basketbolda yukarı sıçrayıp topu sertçe kotaya atmak
dünken {v} [veraltend] düşünmek
eingesunken {adj} göçük
eingesunken {adj} sokur
eingesunken {adj} çökük
eintunken {v} banmak
eintunken {v} batırmak
eintunken {v} daldırmak
0.003s