4 direkte Treffer gefunden für: tuz

Deutsch Türkisch
das Chlornatrium {sub} {n} tuz
das Natriumchlorid {sub} {n} tuz
das Salz {sub} {n} tuz
das Siedesalz {sub} {n} tuz

77 indirekte Treffer gefunden für: tuz

Deutsch Türkisch
das Abfangen {sub} {n} tuzaklama
abfangen {v} [fing ab, hat abgefangen] tuzaklamak
abgeschmackt [Essen] tuzsuz
der Absalzregler {sub} {m} tuzunu alan ayarlayıcı
Absorptionsgefäß für Salzsäure {sub} {n} tuz asidi için emme teknesi
albern {adj} tuzsuz
als juristische Person eintragen {v} tüzel kişi olarak kaydetmek
als juristische Person eintragen lassen tüzel kişi olarak kaydettirmek
die Angel {sub} {f} tuzak
ansalzen {v} tuzlamak
die Anschovis {sub} {f} tuzlu sardunya
auffangen {v} [fing auf, hat aufgefangen] tuzaklamak
die Auffangvorrichtung {sub} {f} tuzak
die Aufsalzung {sub} {f} tuz miktarını çoğaltma
aus dem Hinterhalt tuzakla
aus dem Hinterhalt erschießen {v} tuzakla vurmak
aus dem Hinterhalt überfallen {v} tuzak kurarak saldırmak
ausgesalzt tuzlanmış
aussalzen {v} tuzla çöktürmek
der Bacon {sub} {m} tuzlu ve hafif kızartılmış İngiliz kahvaltısı yağı
behäbig {adj} tuzu kuru
die Bestimmung {sub} {f} tüzük
beständig gegen Salzlösungen tuzlu sıvılara karşı mukavemetli
brackig {adj} tuzlu
calzinieren {v} tuzu sudan ayrıştırmak
calzinieren {v} tuzun suyunu uçurmak
Chemie der Salze {sub} {f} tuzların kimyası
Daten juristischer Personen {sub} {pl} tüzel kişilerin verileri
den Köder schlucken {v} tuzak yemi yutmak
der Doppelstreuer {sub} {m} tuzlama ve biberleme kombinası
der Duftlockstoff {sub} {m} tuzak koku maddesi
die Durchführungsverordnung {sub} {f} tüzük
Durchgriff auf die Person(en) hinter der juristischen Person {sub} {m} law Tüzel kişilik perdesinin aralanması/kaldırılması
Dürfte ich Sie um das Salz bitten? tuz rica edebilirmiyim?
einfangen {v} tuzaklamak
eingesalzen tuzlanmış
eingesalzener Fisch {sub} {m} tuzlu balık
eingesalzt tuzlu
Einkünfte der Körperschaften {sub} {pl} tüzel kişilerin gelirleri
das Einsalzen {sub} {n} tuzlu suya yatırma
einsalzen {v} tuzlamak
das Einsalzen {sub} {n} tuzlama
einsalzen {v} tuzlamak
der Einsalzer {sub} {m} tuzlama kutusu
einwässern {v} tuzunu gidermek
das Eisbein {sub} {n} tuzlanmış ve pişmiş domuz paçası
das Ekzem {sub} {n} [Med.] tuzlu balgam
entsalzen {v} tuzdan arındırmak
entsalzen {v} tuzunu almak
Entsalzen {v} tuzunu giderme
entsalzend {adj} tuzunu gideren
anorganisches Salz {sub} {n} inorganik tuz
das Brausesalz {sub} {n} köpürücü tuz
chlorsauer Salz {sub} {n} klorlu tuz
das Dithionit {sub} {n} renk giderici olarak kullanılan tuz
Dreißig [Nummer] otuz
eine Prise Salz bir tutam tuz
eine prise Salz bir çimdik tuz
etwa dreißig aşağı yukarı otuz
gestrichener Teelöffel Salz {sub} {m} silme çay kaşığı tuz
grobes Salz {sub} {n} iri taneli tuz
der Grobsalz {sub} {m} iri taneli tuz
der Grobsalz {sub} {m} kaba tuz
das Grobsalz {sub} {n} iri taneli tuz
das Halid {sub} {n} [Halogenid] tuz oluşturan madde ile metal elementinin bilşiminden olusan tuz
das Haloid {sub} {n} birkaç çeşit kimyasal tuz
das Jodsalz {sub} {n} iyotlu tuz
das Kalziumhypochlorit {sub} {n} düşük asitli tuz
das Kalziumhypophosphit {sub} {n} düşpk fosfatlı tuz
das Kalziumsalz {sub} {n} kalsiyumlu tuz
kieselsaueres Salz {sub} {n} silisik asitden oluşan tuz
das Kochsalz {sub} {n} yemeklik tuz
kohlensauer Salz {sub} {n} karbonik tuz
kohlensaures Salz {sub} {n} karbonik tuz
das Konservierungssalz {sub} {n} konservelik tuz
kristallines Salz {sub} {n} kristalli tuz
das Laugensalz {sub} {n} alkalik tuz
0.004s