abgeheiltes Geschwür
{sub}
{n}
|
iyileşmiş çıban
|
|
abgewirtschaftet
|
iyi idare edememiş
|
|
das
Abheben
{sub}
{n}
[sich]
|
iyice belirme
|
|
abheben
{v}
[sich ~]
|
iyice belirmek
|
|
abheilen
{v}
|
iyileşmek
|
|
abheilend
{adj}
|
iyileşen
|
|
abheilend
{adj}
|
iyileştiren
|
|
die
Abheilung
{sub}
{f}
|
iyileşme
|
|
die
Abheilungstendenz
{sub}
{f}
|
iyileşme eğilimi
|
|
abhelfend
{adj}
|
iyileştiren
|
|
die
Abhelfende
{sub}
{f}
|
iyileştiren
|
|
der
Abhelfender
{sub}
{m}
|
iyileştiren
|
|
abhold sein
{v}
[jemandem, einer Sache abgeneigt sein]
|
iyi gözle bakmamak
|
|
abmeiern
{v}
[meierte ab, hat abgemeiert]
|
iyilikten uzaklaştırmak
|
|
abschneiden, gut~
{sub}
{n}
|
iyi sonuç elde etmek
|
|
Abteilung für Rekonvaleszenten
{sub}
{f}
|
iyileşmeye başlayan hastalar bölümü
|
|
abzeichnen
{v}
[sich]
|
iyice belirmek
|
|
das
Adenoepitheliom
{sub}
{n}
|
iyi huylu bez ve epitel dokusu karışık tümörü
|
|
das
Adenomatös
{sub}
{n}
|
iyi huylu beze tümörü
|
|
das
Adenovirus
{sub}
{n}
|
iyi veya kötü huylu beze virusu
|
|
das
Akanthom
{sub}
{n}
|
iyi huylu nasır tümörü
|
|
das
Alastrim
{sub}
{n}
|
iyi huylu çiçek hastalığı
|
|
der
Alfuzosin
{sub}
{m}
[Alpharezeptorenblocker]
|
iyi huylu protat büyümesinde kullanılan ilaç
|
|
als gut beurteilen
{v}
|
iyi olarak değerlendirmek
|
|
als guter Kollege
|
iyi arkadaş olarak
|
|
also gut
|
iyi madem
|
|
Amüsier dich!
|
iyi eğlenceler!
|
|
an den Bettelstab kommen
{v}
|
iyice fakirleşmek
|
|
an einer Krankheit laborieren
{v}
|
iyileşmek için çok çekmek
|
|
anerkennend
{adj}
|
iyilikbilir
|
|
angebracht sein
{v}
|
iyi durmak
|
|
angegossen
{adj}
|
iyi tutturulmuş
|
|
angegossener Flansch
{sub}
{m}
|
iyi tutturulmuş flanş
|
|
Angenehme Nachtruhe!
|
iyi uykular!
|
|
angenehme Reise!
|
iyi seyahatlar!
|
|
angenehme Ruhe!
|
iyi istirahatler
|
|
angenehme Ruhe!
|
iyi uykular!
|
|
angenehme Seite
{sub}
{f}
|
iyi taraf
|
|
angenehmer Charakter
{sub}
{m}
|
iyi huy
|
|
angenehmer Charakter
{sub}
{m}
|
iyi karakter
|
|
angenehmer Schüler
{sub}
{m}
|
iyi öğrenci
|
|
angenehmer Wechsel
{sub}
{m}
|
iyi değişim
|
|
angenehmes Gefühl
{sub}
{n}
|
iyi his
|
|
angenehmes Gefühl
{sub}
{n}
|
iyi duygu
|
|
angenehmes Klima
{sub}
{n}
|
iyi atmosfer
|
|
Angst vor guten Nachrichten
{sub}
{f}
|
iyi haberlerden korku
|
|
anheilen
{v}
[Med.: heilte an, hat angeheilt]
|
iyileşmek
|
|
ankommen
{v}
[kam an, ist angekommen]
|
iyi veya kötü karşılanmak
|
|
anliegend
{adj}
|
iyi oturmuş
|
|
die
Annehmlichkeit
{sub}
{f}
|
iyilik
|
|
anpassend
{adj}
|
iyi alıştırılmış
|
|
die
Eingebung
{sub}
{f}
|
vahiy
|
|
die
Inspiration
{sub}
{f}
|
vahiy
|
|
die
Offenbarung
{sub}
{f}
|
ilâhi vahiy
|
|
die
Offenbarung
{sub}
{f}
|
vahiy
|
|
der
Tau
{sub}
{m}
[Niederschlag]
|
çiy
|
|
der
Tautropfen
{sub}
{m}
|
çiy
|
|