abgeleistet
|
görevini yerine getirmiş
|
|
ableistend
{adj}
|
görevini tamamlayan
|
|
ableistend
{adj}
|
görevini yerine getiren
|
|
ablösen
{v}
[Kollegen: löste ab, hat abgelöst]
|
görevini devralmak
|
|
abmustern
{v}
[musterte ab, hat abgemustert]
|
görevini terk etmek
|
|
als Amtsvergehen verfolgbar
|
görevini kötüye kullanma olarak takip edilebilir
|
|
Ausführung einer Aufgabe
{sub}
{f}
|
görevin yapılması
|
|
ausscheidendes Mitglied
|
görevinden ayrılan üye
|
|
der Aufgabe gewachsen sein
|
görevini yerine getirmek
|
|
der Aufgabe nicht gewachsen sein
|
görevini yerine getirememek
|
|
die
Dienstenthebung
{sub}
{f}
|
görevinden el çektirme
|
|
das
Dienstvergehen
{sub}
{n}
|
görevini kötüye kullanma suçu
|
|
er wurde zur Aufgabe gezwungen
|
görevine mecbur bırakılmıştı
|
|
das
Funktionieren
{sub}
{n}
|
görevini yerine getirme
|
|
funktionieren
{v}
|
görevini yapmak
|
|
funktionieren
{v}
|
görevini yerine getirmek
|
|
in Ausübung seines Dienstes
|
görevinde
|
|
Leiste deinen Teil!
|
görevini yap!
|
|
nachkommen
{v}
[seiner Pflicht]
|
görevini yerine getirmek
|
|
nicht funktionieren
|
görevini yerine getirmemek
|
|
nicht vom Fleck kommen
{v}
|
görevinde ilerlememek
|
|
Pflicht erfüllen
{sub}
{f}
|
görevini yapmak
|
|
pflichtbewusst
{adj}
[reformierte Schreibung]
|
görevine bağlı
|
|
pflichtbewusst
{adj}
|
görevinin sorumluluğunu taşıyan
|
|
pflichttreu
{adj}
|
görevine sadık
|
|
die
Pflichttreue
{sub}
{f}
|
görevine sadıklık
|
|
pflichtvergessen
{adj}
|
görevini unutarak
|
|
die
Pflichtvergessenheit
{sub}
{f}
|
görevine bağlı olmama
|
|
die
Pflichtverletzung
{sub}
{f}
|
görevin ihmali
|
|
sein Amt antreten
{v}
|
görevine başlamak
|
|
sein Amt aufgeben
{v}
|
görevinden ayrılmak
|
|
sein amt missbrauchen
{v}
|
görevini kötüye kullanmak
|
|
sein Amt niederlegen
{v}
|
görevinden istifa etmek
|
|
sein Amt unparteiisch und gewissenhaft ausüben
|
görevini tarafsız ve itinalı yapmak
|
|
seine Aufgabe ausführen
|
görevini yerine getirmek
|
|
seine Mission erfüllen
|
görevini yerine getirmek
|
|
seine Pflicht ableisten
{v}
|
görevini yerine getirmek
|
|
seine Pflicht erfüllen
{v}
|
görevini yerine getirmek
|
|
seine Pflicht tun
{v}
|
görevini yapmak
|
|
seine Pflicht vernachlässigen
{v}
|
görevini ihmal etmek
|
|
seiner Pflicht nachkommen
{v}
|
görevini yerine getirmek
|
|
seines amtes entsetzen
{v}
|
görevini askıya almak
|
|
Verlassen des Postens
{sub}
{n}
|
görevini terk etme
|
|
versehen
{v}
[versah, hat versehen]
|
görevini yapmak
|
|
versehen
{v}
[versah, hat versehen]
|
görevini yerine getirmek
|
|
vom Amt zurücktreten
|
görevinden istifa etmek
|
|
von Amt zurücktreten
{v}
|
görevinden istifa etmek
|
|
von seinem Amt zurücktreten
|
görevinden istifa etmek
|
|
von seinem Amt zurücktreten
|
görevinden çekilmek
|
|
wegtreiben
{v}
[trieb weg, hat weggetrieben]
|
görevini veya görev yerini değiştirmek
|
|