10 direkte Treffer gefunden für: dere


77 indirekte Treffer gefunden für: dere

Deutsch Türkisch
abgestuft dereceli
Ableseskala für Temperatur {sub} {f} dereceli kadran
abstufen {v} derecelendirmek
das Abstufungsventil {sub} {n} dereceli supap
die Adelsherrschaft {sub} {f} derebeylik
Ausdruck des Grades {sub} {m} derece ifadesi
bachab {adv} dere aşağı
der Bachausbruch {sub} {m} dere taşması
das Bachbett {sub} {n} dere yatağı
der Bachkanal {sub} {m} dere kanalı
der Bachkrebs {sub} {m} dere yengeci
der Bachlauf {sub} {m} dere boyu
der Bachläufer {sub} {m} [Wanzenart] derede yasayan osurganböceği
die Bachminze {sub} {f} dere nanesi
die Bachmündung {sub} {f} dere ağzı
Bachmündungs- dere ağzı-
der Bachrechen {sub} {m} [Gitter im Bach] dere ızgarası
der Bachsaibling {sub} {m} dere somu
die Bachschmerle {sub} {f} dere çoprası
die Bachschnake {sub} {f} dere örümceği
die Bachsohle {sub} {f} dere tabanı
das Bachufer {sub} {n} dere kıyısı
die Bachverlegung {sub} {f} dere yatağını değiştirme
die Bachweide {sub} {f} dere vadisi
die Beurteilung {sub} {f} derecelendirme
bewerten {v} [beiPreisverteilung] derecelendirmek
bewerten {v} [bewertete, habe bewertet] derecelendirmek
die Bogenskala {sub} {f} dereceli kadran
der Burgherr {sub} {m} derebeyi
die Bäche {sub} {pl} dereler
die Degradation {sub} {f} derecesini azaltma
degradierbar {adj} derecesini azaltılabilir
den Bach runter gehen {v} dere aşağı gitmek
den Tag vor dem Abend loben dereyi görmeden paçaları sıvamak
den Tag vor dem Abend loben dereyi görmeden paçayı sıvamak
die Derealisation {sub} {f} derealizasyon
die Derealisation {sub} {f} gerçek duyusunun yitimi
die Derealisierung {sub} {f} gerçek duyusunu yitirme
dereferenzieren ilişki noktasını kaldırmak
die Deregulation {sub} {f} deregülasyon
deregulieren {v} bozmak
die Deregulierung {sub} {f} bozma
die Deregulierung {sub} {f} düzenlemenin kaldırılması
Deregulierung des Finanzmarkts {sub} {f} finans piyasası düzenlemesinin kaldırılması
der Deregulierungsprozess {sub} {m} düzenlemenin kaldırılması prosedürü
dereinst {adv} bir vakit
dereinst {adv} bir zamanlar
dereinst {adv} eskiden
dereinst {adv} o zamanlar
dereinst [veraltet] bir vakitler
der Dereismus {sub} {m} dereizm
absurdere {adj} daha manâsız
alles andere başka her şey
alles andere başka her şey
andere {adj} başka
andere {adj} değişik
andere {adj} diğer
andere {adj} farklı
andere {adj} muhtelif
andere {adj} öbür
andere {adj} öteki
die andere {sub} {f} öbür
der Andere {sub} {m} başkası
das andere {sub} {n} öbür
die Andere {sub} {f} diğeri
die Andere {sub} {f} öbür
die Andere {sub} {f} ötekisi
anders als manch andere birçoklarından başka
der Arrest {sub} {m} müsadere
das Bachlein {sub} {n} küçük dere
die Bajadere {sub} {f} Hindistan‚da tapınak dansҫısı bayan
die Begegnung {sub} {f} [Militär] müsadere
behindere [ich~] engelliyorum
die Beinschiene {sub} {f} cendere
die Beschlagnahme {sub} {f} müsadere
die Beschlagnahmung {sub} {f} müsaadere
besondere [-r, -s: außergewöhnlich] fevkalade
0.004s