Keine direkten Treffer gefunden für: dağın

Deutsch Türkisch

63 indirekte Treffer gefunden für: dağın

Deutsch Türkisch
der Alpenhauptkamm {sub} {m} dağın tepe çizgisi
der Bergabhang {sub} {m} dağın yokuşu
der Berggipfel {sub} {m} dağın doruğu
der Berggipfel {sub} {m} dağın tepesi
der Berggipfel {sub} {m} dağın zirvesi
die Desorganisation {sub} {f} dağınıklık
diffus {adj} dağınık
diffuse Beleuchtung {sub} {f} dağınık aydınlatma
diffuse Verschmutzung {sub} {f} dağınık kirlenme
diffuses Feld {sub} {n} dağınık alan
dispersiv {adj} dağınık
die Flurbereinigung {sub} {f} dağınık tarlaların birleştirilmesi
das Flurbereinigungsamt {sub} {n} dağınık tarlaların birleştirilmesi makamı
die Flurbereinigungsbehörde {sub} {f} dağınık tarlaların birleştirilme dairesi
das Flurbereinigungsgesetz {sub} {n} dağınık tarlaların birleştirilme kanunu
der Flurbereinigungsplan {sub} {m} dağınık tarlaların birleştirilme planı
das Flurbereinigungsprogramm {sub} {n} dağınık tarlaların birleştirilme programı
Gebiet jenseits des Berges {sub} {n} dağın ötesi
das Gewirr {sub} {n} [Straßen etc.] dağınıklık
herumliegen {v} dağınık bir şekilde yerde durmak
herumliegen lassen {v} dağınık bir şekilde bırakmak
herumliegender Abfall {sub} {m} dağınık bir şekilde duran atık
herumwursteln {v} {ugs.} dağınık ve düzensiz çalışmak
herumwursteln {v} [ugs.: Adj.] dağınık ve düzensiz çalışan
kraus {adj} dağınık
lose {adj} dağınık
ländliche Streusiedlungen {sub} {pl} dağınık kırsal kesim ikamet bölgeleri
die Matschigkeit {sub} {f} dağınıklık
mit wirrem Haar dağınık saçlı
der Pik {sub} {m} [Berg] dağın tepesi
der Pik {sub} {m} [Berg] dağın zirvesi
der Regenschatten {sub} {m} dağın yağışı az alan tarafı
rumliegen {v} [herumliegen] dağınık şekilde durmak
rumwursteln {v} [ugs.: herumwursteln] dağınık ve düzensiz çalışmak
die Sauerei {sub} {f} [Schweinerei] dağınık durum
sporadisch {adj} dağınık
sprunghaftes Denken {sub} {n} dağınık düşünce
die Streuemission {sub} {f} dağınık yayım
das Streulicht {sub} {n} dağınık ışık
das Streumuster {sub} {n} dağınık motifli desen
die Streustrahlen {sub} {pl} dağınık ışınlar
die Streustrahlung {sub} {f} dağınık ışıma
strukturlos {adj} dağınık
struppig [Haar] dağınık
struppiges Haar {sub} {n} dağınık saç
unaufmerksam {adj} dağınık
die Unaufmerksamkeit {sub} {f} dağınıklık
unordentlich {adj} [Person, Zimmer] dağınık
unordentlich {adj} dağınık
unordentlich sein {adj} [Person, Zimmer] dağınık olmak
die Unordentlichkeit {sub} {f} dağınıklık
am Ende borstig sonunda darmadağın
entstellt [durcheinander, sinnlos] darmadağın
konfus {adj} darmadağın
kraus [Haar] darmadağın
struwwelig {adj} darmadağın
unordentlich {adj} darmadağın
verworren {adj} darmadağın
wuschelig {ugs.} darmadağın
wuschlig {ugs.} darmadağın
zerzaust {adj} darmadağın
zerzauster {adj} daha darmadağın
zerzausteste {adj} en darmadağın
0.004s