4 direkte Treffer gefunden für: üre


77 indirekte Treffer gefunden für: üre

Deutsch Türkisch
die Abbaurate {sub} {f} üretim miktarı
die Abbauscheibe {sub} {f} üretim dilimi
die Abbausohle {sub} {f} üretim katı
Abfall aus stillgelegtem Kernkraftwerk {sub} {m} üretimi durdurulmuş atom santralı çöpü
abgeben {v} [Energie: gab ab, hat abgegeben] üretmek
Abgrenzung der Erzeugung {sub} {f} üretimi sınırlama
Abstimmung zwischen Produktion und Lager {sub} {f} üretim ile depo arasındaki koordinasyon
Abteilung Produktion {sub} {f} üretim bölümü
die Aldosteronexkretion {sub} {f} ürede bulunabilen steroid hormonu
das Alloxan {sub} {n} üre asidi
alloxanisch {adj} üre asidine benzer
die Alloxansäure {sub} {f} üre asidi
Alter der Fortpflanzungsfähigkeit {sub} {n} üreyebilmenin yaşı
anfertigen {v} [fertigte an, hat angefertigt] üretmek
anfertigend {adj} üreterek
die Anfertigung {sub} {f} üretme
die Ausbringung {sub} {f} üretim
die Ausfallentschädigung {sub} {f} üretimi terk ödencesi
ausführen {v} [führte aus, hat ausgeführt] üretmek
ausgelagerte Erzeugnisse {sub} {pl} üretimi başka yere aktarılan ürünler
ausgelaufen [Ware] üretimi bitmiş
ausgelaufener Artikel {sub} {m} üretimi bitmiş mal
das Auslaufmodell {sub} {n} üretimi durdurulmuş model
der Ausstoß {sub} {m} üretim
das Ausstoßen {sub} {n} üretme
ausstoßen {v} üretmek
die Ausstoßziffer {sub} {f} üretme sayısı
bebrüten {v} [Vogel] üremek için yuvaya yumurta bırakmak
bebrütet [es~] üreme amaçlı yuvada yatıyor
bebrütete [es~] üreme amaçlı yuvada yatmıştı
die Bebrütung {sub} {f} üreme için yuvaya yumurta bırakma
Beeinträchtigung der Fortpflanzungsfähigkeit {sub} {f} üreme yeteneğini azaltma
Behandlung gegen Unfruchtbarkeit {sub} {f} üreme tedavisi
der Beller {sub} {m} üren
die Beller {sub} {pl} ürenler
beschaffen {v} [beschaffte, habe beschafft] üretmek
die Betriebskapazität {sub} {f} üretim kapasitesi
Bilanz der Produktionsmittel {sub} {n} üretim malzemeleri bilançosu
der Brutbehälter {sub} {m} üretme kabı
der Brutbetrieb {sub} {m} üretme işletmesi
die Brutdichte {sub} {f} üreme yoğunluğu
der Brutgewinn {sub} {m} [Kernreaktor] üretme kazancı
der Brutreaktor {sub} {m} [Kernreaktor] üretme reaktörü
die Brutsaison {sub} {f} üreme sezonu
der Brutstab {sub} {m} [Kernreaktor] üretme çubuğu
der Brutstoff {sub} {m} [Kernreaktor] üretme maddesi
die Brutstätten {sub} {pl} üreme çiftlikleri
die Brutstätten {sub} {pl} üreyen yerler
die Bruttoareal {sub} {f} üreme bölgesi
das Brutverhältnis {sub} {n} üretme oranı
der Brutversuch {sub} {m} üretme deneyi
die Abfallsäure {sub} {f} atık asit
die Abfallsäure {sub} {f} geri kazanılmış asit
abgebrühte Hure katmerli orospu
abgetrennte Loge maksure
die Abietinsäure {sub} {f} abietin asidi
der Abreisetermin {sub} {m} hareket için belirlenmiş süre
Abschnitt im Koran sure
die Abscisinsäure {sub} {f} kimyasal bitki hormonu
die Absinthsäure {sub} {f} morfinin değiştirilmiş şekli
Absorptionsgefäß für Salzsäure {sub} {n} tuz asidi için emme teknesi
der Abstellbock {sub} {m} tabure
die Acetessigsäure {sub} {f} asetik sirke asidi
die Acetomilchsäure {sub} {f} su buharı destilasyonunda kullanılan asetomil asidi
die Acetonsäure {sub} {f} aseton asidi
die Acetsäure {sub} {f} asetik asidi
die Acetsäure {sub} {f} asetik asit
die Acetylessigsäure {sub} {f} asetil sirke asidi
die Acetylmuraminsäure {sub} {f} asetil likozaminden elde edilen yapı
die Acetylpropionsäure {sub} {f} asetilpropion asidi
die Acetylsalicylsäure {sub} {f} [ASS] aspirinde bulunan madde
die Acetylsalicylsäure {sub} {f} [ASS] ağrı kesici-ateş düşürücü-kan pıhtılaşması önleyici madde
die Acetylsalicylsäure {sub} {f} [ASS] asetil salicylic asit
die Acetylsalicylsäure {sub} {f} [ASS] asetilsalisilik asit
die Acetylsäure {sub} {f} asetil asidi
die Achselschnüre {sub} {pl} omuzda rütbe ipleri
die Aconitsäure {sub} {f} kurt kökü asidi
0.005s