8 direkte Treffer gefunden für: şanssız


39 indirekte Treffer gefunden für: şanssız

Deutsch Türkisch
Arschkarte haben [Pech haben] şanssızlığa uğramak
die Aussichtslosigkeit {sub} {f} şanssızlık
die Chancenlosigkeit {sub} {f} şanssızlık
das Unglück trifft mich şanssızlık beni buldu
die Arschkarte ziehen {v} [vulg.] şanssızlığa uğramak,kaybetmek
dummer Tor {sub} {m} şanssız gol
eine Zeit ohne Glück şanssız bir zaman
er hat Pech gehabt şanssız
Glück im Unglück {sub} {n} şanssızlıkta şans
die Glücklosigkeit {sub} {f} şanssızlık
ist Pech şanssızlık
kein Glück haben {v} şanssız olmak
das Missgeschick {sub} {n} şanssızlık
das Missjahr {sub} {n} şanssız sene
das Pech {sub} {n} [Unglück] şanssızlık
Pech haben {v} şanssız olmak
die Pechsträhne {sub} {f} şanssızlık üstüne şanssızlık
die Pechsträhnen {sub} {pl} şanssızlık üstüne şanssızlıklar
die Pechvögel {sub} {pl} {ugs.} şanssızlar
So ein Pech! şanssızlığa bak!
das Unglück {sub} {n} şanssızlık
unglückbringend {adj} şanssızlık getiren
die Unglücke {sub} {pl} şanssızlıklar
unglücklicherweise {adv} şanssızlık eseri
der Unglücksbringer {sub} {m} şanssızlık getiren
die Unglücksbringer {sub} {pl} şanssızlık getirenler
die Unglücksfälle {sub} {pl} şanssızlık olayları
der Unglücksmensch {sub} {m} şanssız insan
der Unglücksmontag {sub} {m} şanssız pazartesi
der Unglücksrabe {sub} {m} {ugs.} şanssız kimse
die Unglücksserie {sub} {f} şanssızlık serisi
die Unglücksstätte {sub} {f} şanssızlık getiren yer
der Unglücksvogel {sub} {m} şanssız kimse
der Unglückswurm {sub} {m} şanssız kimse
vom Pech, Unglück verfolgt şanssızlığa uğramış
vom pech verfolgt şanssızlık peşini bırakmıyor
vom Pech verfolgt sein {v} {ugs.} şanssızlık peşini bırakmamak
er ist ein echter Unglücksrabe {ugs.} o mütemadiyen şanssız
ohne Lizenz lisanssız
0.003s