Keine direkten Treffer gefunden für: süsü

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: süsü

Deutsch Türkisch
der Anhydrit {sub} {m} susuz alçı
der Brand {sub} {m} susuzluk
die Dehydration {sub} {f} [Med.] susuz bırakma
die Dehydration {sub} {f} [Med.] susuz kalma
den Durst löschen {v} susuzluğu gidermek
den Durst löschen {v} susuzluğunu gidermek
der Durst {sub} {m} susuzluk
Durst leiden {v} susuzluk çekmek
durst löschen {v} susuzluğunu gidermek
Durst stillen {v} susuzluğunu gidermek
das Durstgefühl {sub} {n} susuzluk duygusu
das Durstgefühl {sub} {n} susuzluk hissi
durstig {adj} susuz
die Durstigkeit {sub} {f} susuzluk
die Durstkrankheit {sub} {f} susuzluk hastalığı
durstlöschend {adj} susuzluğu gideren
der Durstlöscher {sub} {m} susuzluk gideren içecek
durststillend {adj} susuzluğu gideren
durstunterdrückend {adj} susuzluğu bastıran
die Dürre {sub} {f} susuzluk
dürsten {v} susuzluk çekmek
dürstend {adj} susuzluk çeken
dürstet [ich~] susuzluk çekiyorum
dürstete [ich~] susuzluk çekmiştim
dürstig {adj} susuz
der Dürstiger {sub} {m} susuz kişi
frei von Wasser susuz
ich bin durstig susuzum
ich vergehe vor Durst susuzluktan neredeyse öleceğim!
ohne Wasser susuz
das Plumpsklo {sub} {n} {ugs.} susuz tuvalet
Ruhe! susun!
saftlos {adj} susuz
saftlose susuz
schmachten {v} [schmachtete, hat geschmachtet] susuz kalmak
schmachten {v} [schmachtete, hat geschmachtet] susuzluk çekmek
schweigt [er, sie, es~] susuyor
seinen Durst löschen susuzluğunu gidermek
seinen Durst stillen susuzluğunu dindirmek
sich als etwas ausgeben {v} süsü vermek
still! susun!
trocken {adj} susuz
die Trockenheit {sub} {f} susuzluk
verdurste [ich~] susuzluktan ölüyorum
verdursten {v} [verdurstete, hat verdurstet] susuzluktan ölmek
verdurstet [er, sie, es~] susuzluktan ölüyor
verdurstete [er, sie, es~] susuzluktan ölmüştü
verschmachten {v} [verschmachtete, hat verschmachtet] susuzluktan ölmek
verschweige [ich~] susuyorum
verschweigt [er, sie, es~] susuyor
vor Durst sterben {v} susuzluktan ölmek
das Abfahrtsrennen {sub} {n} kayak koşusu
Abflauen der Kurse {sub} {n} borsada değer düşüşü
die Abschlussleiste {sub} {f} kenar süsü
die Abschlussverzierung {sub} {f} kenar süsü
absoluter Spannungsabfall {sub} {m} mutlak gerilim düşüşü
der Adventsschmuck {sub} {m} Noel süsü
der Amplitudenabfall {sub} {m} amplitüd düşüşü
der Angrenzer {sub} {m} sınır komşusu
die Angrenzerin {sub} {f} [weiblich] sınır komşusu
der Anlieger {sub} {m} kapı komşusu
der Anrainer {sub} {m} hudut komşusu
der Anrainer {sub} {m} sınır komşusu
die Anrainerin {sub} {f} [weiblich] sınır komşusu
der Ausdauerlauf {sub} {m} uzun mesafe koşusu
das Ausgleichsrennen {sub} {n} atyarışında handikap koşusu
das Ausscheidungsrennen {sub} {n} eleme koşusu
das Ausschwefeln {sub} {n} kükürt tütsüsü
der Banknachbar {sub} {m} banka komşusu
die Bedienbühne {sub} {f} işletme kürsüsü
der Beichtstuhl {sub} {m} günah çıkarma kürsüsü
das Betpult {sub} {n} dua kürsüsü
das Betriebskontrollpult {sub} {n} faaliyet kontrol kürsüsü
der Bogenspannungsabfall {sub} {m} ark gerilimi düşüşü
die Bordüre {sub} {f} kenar süsü
der Brustschmuck {sub} {m} göğüs süsü
der Buchschmuck {sub} {m} kitap süsü
0.004s