Keine direkten Treffer gefunden für: kulu

Deutsch Türkisch

77 indirekte Treffer gefunden für: kulu

Deutsch Türkisch
Alkalinität der Asche {sub} {f} külün alkalinliği
als Mitglied in den Club aufnehmen kulübe üye olarak kabul etmek
alte Klapperkiste {sub} {f} {ugs.} külüstür araba
alte Mühle {sub} {f} [ugs.: Auto] külüstür araba
altmodisch [vorsintflutlich] külüstür
am Ausbrüten kuluçkada
anbrüten {v} [brütete an, hat angebrütet] kuluçkaya yatmak
ausbrüten {v} [brütete aus, hat ausgebrütet] kuluçka çıkarmak
ausbrüten {v} [brütete aus, hat ausgebrütet] kuluçkaya yatırmak
ausgebrütet kuluçkaya yatmış
die Baracke {sub} {f} kulübe
die Baracken {sub} {pl} kulübeler
der Bauwagen {sub} {m} kulübe
bebrütet werden {v} kuluçkalanmak
blaugrau {adj} külümtrak mavi
das Brecheisen {sub} {n} külünk
der Brustschrank {sub} {m} kuluçka makinesi
die Brut {sub} {f} [Brüten] kuluçka
die Brut {sub} {f} kuluçka
die Brutanstalt {sub} {f} kuluçka tertibatı
der Brutapparat {sub} {m} kuluçka aleti
der Brutapparat {sub} {m} kuluçka makinesi
die Brutdauer {sub} {f} kuluçka süresi
das Brutei {sub} {n} kuluçka yumurtası
die Bruteier {sub} {pl} kuluçka yumurtaları
das Bruten {sub} {n} kuluçkaya yatma
der Bruterfolg {sub} {m} kuluçka başarısı
das Brutgebiet {sub} {n} kuluçka bölgesi
das Brutgerät {sub} {n} kuluçka aleti
das Brutglas {sub} {n} kuluçka camı
die Bruthenne {sub} {f} kuluçka tavuk
die Bruthennen {sub} {pl} kuluçka tavuklar
der Brutkasten {sub} {m} kuluçka kutusu
der Brutkasten {sub} {m} kuluçka makinesi
die Brutmaschine {sub} {f} kuluçka makinesi
das Brutnest {sub} {n} kuluçka yuvası
das Brutpaar {sub} {n} kuluçkaya yatan çift
die Brutperiode {sub} {f} kuluçka dönemi
die Brutpflege {sub} {f} kuluçka bakımı
der Brutplatz {sub} {m} kuluçka yeri
der Brutraum {sub} {m} kuluçka odası
das Brüten {sub} {n} kuluçkaya yatma
brüten {v} [brütete, hat gebrütet] kuluçkaya oturmak
brüten {v} [brütete, hat gebrütet] kuluçkaya yatmak
brütende Henne {sub} {f} kuluçka tavuğu
brütender Vogel {sub} {m} kuluçkaya yatan kuş
brütet [es~] kuluçkaya yatıyor
brütete [es~] kuluçkaya yatmıştı
brütig {adj} kuluçkaya hazır
brütig {adj} kuluçkaya yatmaya hazır
die Bude {sub} {f} kulübe
die Abendfortbildungsschule {sub} {f} akşam okulu
die Abendfortbildungsschule {sub} {f} gece okulu
die Abendschule {sub} {f} akşam okulu
die Abendschule {sub} {f} gece okulu
die Absackwaage {sub} {f} çuval doldurma ve tartma baskülü
die Ackerbauschule {sub} {f} ziraat okulu
der Adressaufbau {sub} {m} adres teşekkülü
der Adressenbildung {sub} {m} adreselerin teşekkülü
der Albertschlag {sub} {m} [Seilerei] aynı yöne bükülü
allgemeinbildende Schule genel öğretim okulu
allzu begeistert {adj} çok coşkulu
die Almwirtschftsschule {sub} {f} yayla ekonomi okulu
das Alphateilchen {sub} {n} alfa patikülü
am übelriechendsten {adj} en kötü kokulu
angstvoll {adj} korkulu
die Anpassungsschule {sub} {f} uyum okulu
anrüchig {adj} kuşkulu
anrüchiger {adj} daha kuşkulu
anrüchigste {adj} en kuşkulu
die Arbeitsschule {sub} {f} eğitim okulu
die Arbeitsschule {sub} {f} okulu
die Architekturschule {sub} {f} mimar okulu
argwöhnisch {adj} kuşkulu
argwöhnisch gegen {adj} …a karşı kuşkulu
argwöhnisch gegen {adj} …e karşı kuşkulu
argwöhnischer {adj} daha kuşkulu
0.004s