24 direkte Treffer gefunden für: şıkıştırma


77 indirekte Treffer gefunden für: şıkıştırma

Deutsch Türkisch
abdichten {v} [dichtete ab, hat abgedichtet] sıkıştırmak
der Abpressflansch {sub} {m} sıkıştırma flanşı
die Abpresskraft {sub} {f} sıkıştırma gücü
die Abpressmaschine {sub} {f} sıkıştırma makinesi
das Abpressverhältnis {sub} {n} sıkıştırma oranı
die Abpressvorrichtung {sub} {f} sıkıştırma aygıtı
die Abpresswalze {sub} {f} sıkıştırma silindiri
die Abpreßvorrichtung {sub} {f} sıkıştırma düzeneği
der Absprengabsteller {sub} {m} sıkıştırma detektörü
der Andrückblock {sub} {m} sıkıştırma bloğu
andrücken {v} [drückte an, hat angedrückt] sıkıştırmak
die Anpressdruckkraft {sub} {f} sıkıştırma baskısı kuvveti
die Anpressvorrichtung {sub} {f} sıkıştırma düzeneği
die Anpresswalze {sub} {f} sıkıştırma silindiri
die Anschlussklemme {sub} {f} sıkıştırma vidası
anziehen {v} [zog an, hat angezogen] sıkıştırmak
die Anziehkraft {sub} {f} sıkıştırma kuvveti
aufdrängen {v} [drängte auf, hat aufgedrängt] sıkıştırmak
aufpressen {v} [presste auf, hat aufgepresst] sıkıştırmak
das Aufpressverfahren {sub} {n} sıkıştırma ameliyesi
aufspannen oder einspannen {v} sıkıştırmak
das Auslitern {sub} {n} [Verdichtungsraum] sıkıştırma alanının hacmini belirleme
auspressen {v} [Person] sıkıştırmak
ausquetschen {v} sıkıştırmak
die Ausquetschwalze {sub} {f} sıkıştırma silindiri
bedrücken {v} [bedrückte, hat bedrückt] sıkıştırmak
beengen {v} [beengte, hat beengt] sıkıştırmak
befestigen {v} [befestigte, hat befestigt] sıkıştırmak
dichten {v} [Technik] sıkıştırmak
dringen {v} sıkıştırmak
die Druckfestigkeit {sub} {f} sıkıştırma dayanıklığı
die Druckklemme {sub} {f} sıkıştırma kelepçesi
die Druckprobe {sub} {f} sıkıştırma testi
die Druckstange {sub} {f} sıkıştırma çubuğu
drängen {v} [ich drängte, ich habe gedrängt] sıkıştırmak
drängen {v} [zwingen] sıkıştırmak
drücken {v} [ich drückte, ich habe gedrückt] sıkıştırmak
eigenmagnetische Kontraktion {sub} {f} sıkıştırma etkisi
die Eigenzündung {sub} {f} sıkıştırma ateşlemesi
einklemmen {v} sıkıştırmak
einkneifen {v} sıkıştırmak
die Einpressbuchsen {sub} {pl} sıkıştırmalı kovanlar
Einpressen {v} sıkıştırmak
die Einpressfase {sub} {f} sıkıştırma safhası
der Einpresskopf {sub} {m} sıkıştırma başlığı
die Einpresskraft {sub} {f} sıkıştırma kuvveti
die Einpresspumpe {sub} {f} sıkıştırma pompası
einschnüren {v} [einengen] sıkıştırmak
der Einschnürungseffekt {sub} {m} sıkıştırma etkisi
einspannen {v} sıkıştırmak
das Einspannfutter {sub} {n} sıkıştırma aynası
die Abfallverdichtung {sub} {f} çöp sıkıştırma
adiabatische Kompression {sub} {f} adiyabatik sıkıştırma
die Asphaltbefestigung {sub} {f} asfalt sıkıştırma
auspressen {v} [presste aus, hat ausgepresst] cendere ile sıkıştırma
beharrliches Bedrängen {sub} {n} ısrarla sıkıştırma
die Betonkerndichtung {sub} {f} beton sıkıştırma
die Betonverdichtung {sub} {f} beton sıkıştırma
die Bodenverdichtung {sub} {f} taban sıkıştırma
die Datenkompression {sub} {f} veri sıkıştırma
die Datenkomprimierung {sub} {f} bilgi sıkıştırma
die Datenkomprimierung {sub} {f} veri sıkıştırma
die Datenverdichtung {sub} {f} [Computer] bilgi sıkıştırma
die Datenverdichtung {sub} {f} bilgi sıkıştırma
die Datenverdichtung {sub} {f} veri sıkıştırma
die Drängung {sub} {f} içine sıkıştırma
die Einpferchung {sub} {f} [figürllich] (birini bir yere) sıkıştırma
einspannen des Werkstückes parçasını sıkıştırma
einstufige Verdichtung {sub} {f} tek kademeli sıkıştırma
die Müllverdichtung {sub} {f} çöp sıkıştırma
das Nachstauchen {sub} {n} tekrar basınçla sıkıştırma
natürliche Verdichtung {sub} {f} doğal sıkıştırma
die Nullkomprimierung {sub} {f} sıfırı sıkıştırma
die Nullverdichtung {sub} {f} sıfırı sıkıştırma
die Oberflächenverfestigung {sub} {f} satıh sıkıştırma
die Okularklemmung {sub} {f} oküleri sıkıştırma
die Radbefestigung {sub} {f} tekerlek sıkıştırma
0.005s