1 direkte Treffer gefunden für: sandı

Deutsch Türkisch
nahm an [er, sie, es~] sandı

58 indirekte Treffer gefunden für: sandı

Deutsch Türkisch
der Abstellraum {sub} {m} sandık odası
der Aufbewahrungsraum {sub} {m} sandık odası
ausschachten {v} [schachte aus, hat ausgeschacht] sandıklamak
die Ausschachtung {sub} {f} sandıklama
die Ausschachtungsmaschine {sub} {f} sandıklama makinesi
äußerer Kastenwinkel {sub} {m} sandık dış köşebenti
einschalen {v} sandığa koymak
der Hohlbohrer {sub} {m} sandık delici
der Holzkübel {sub} {m} sandık
die Kasse {sub} {f} sandık
der Kassenvorstand {sub} {m} sandık emini
die Kassette {sub} {f} sandık
der Kasten {sub} {m} [Kiste] sandık
der Kasten {sub} {m} sandık
die Kastenhälfte {sub} {f} sandığın yarım parçası
die Kastenkarre {sub} {f} sandıklı el arabası
der Kastenrahmen {sub} {m} sandık tipi şasi
der Kastenschloss {sub} {m} sandık kilidi
die Kastenschraube {sub} {f} sandık vidası
der Kastenwagen {sub} {m} sandıklı araba
die Kiste {sub} {f} sandık
Kiste auskleiden {v} sandığın içini kaplamak
die Kisten {sub} {pl} sandıklar
kistenartig {adj} sandığa benzer
das Kistenband {sub} {n} sandık ambalâjlama çemberi
das Kistenband {sub} {n} sandık çemberi
der Kistenbeschlag {sub} {m} sandık rezenesi
die Kistenbretter {sub} {pl} sandık tahtaları
die Kistenherstellung {sub} {f} sandık imali
die Kistenherstellung {sub} {f} sandık imalatı
das Kistenholz {sub} {n} sandık ağacı
der Kistenmacher {sub} {m} sandıkçı
die Kistenmaße {sub} {pl} sandık ölçüleri
die Kistennagelmaschine {sub} {f} sandık çivileme makinesi
der Kistennagler {sub} {m} sandık çivileyici
die Kistennummer {sub} {f} sandık numarası
der Kistenverschluss {sub} {m} sandık kilidi
der Kistenöffner {sub} {m} sandık açacağı
der Koffer {sub} {m} sandık
der Kofferfisch {sub} {m} [Zoologie] sandık balığı
der Kübel {sub} {m} sandık
die Lade {sub} {f} sandık
der Lambris {sub} {m} [halbhohe Wandverkleidung] sandıklı lambri
mehr als du glaubst sandığından daha fazla
das Nebengelass {sub} {n} sandık odası
der Oberwagen {sub} {m} [des Güterwagens] sandık karoseri
die Rumpelkammer {sub} {f} sandık odası
sandig {adj} kum gibi
sandig {adj} kum gibi ince
sandig {adj} kumlu
sandige Erde {sub} {f} kumlu toprak
er hat sich todschick zurechtgemacht {ugs.} güzelce giyinip kuşandı
er war doch immer ein guter Arbeiter o her zaman iyi bir çalışandı
geschieden {v} [er ist~] s. boşandı
gewandet [veralt.,scherz.: gekleidet] giyinip kuşandı
gewimmelt [es hat~] izdiham yaşandı
heiliggesprochen [Christusdarstellung] kutsandı
kam los [Losgebunden] boşandı
0.004s