1 direkte Treffer gefunden für: gözlük

Deutsch Türkisch
die Brille {sub} {f} gözlük

77 indirekte Treffer gefunden für: gözlük

Deutsch Türkisch
auf Brillenglas hauchen gözlük camına hohlamak
der Augenoptiker {sub} {m} gözlükçü
die Augenoptikerin {sub} {f} [weiblich] gözlükçü
bebrillt gözlük
Brille tragen gözlük kullanmak
Brille tragen gözlük takmak
die Brillen {sub} {pl} gözlükler
die Brillenachse {sub} {f} gözlük ekseni
der Brillenbügel {sub} {m} gözlük çerçeve köprüsü
der Brilleneinglaser {sub} {m} gözlük camı takıcı
die Brillenetui {sub} {f} gözlük kabı
das Brillenetui {sub} {n} gözlük kılıfı
die Brillenfassung {sub} {f} gözlük çerçevesi
das Brillenfutteral {sub} {n} gözlük kılıf
das Brillenfutteral {sub} {n} gözlük kılıfı
das Brillengestell {sub} {n} gözlük çerçevesi
das Brillengestellmaß {sub} {n} gözlük çerçevesi mastarı
das Brillenglas {sub} {n} gözlük camı
das Brillenglas {sub} {n} gözlük merceği
der Brillenglasschneider {sub} {m} gözlük camı kesici
die Brillenlupe {sub} {f} gözlük büyülteci
der Brillenmacher {sub} {m} gözlük imalcisi
die Brillenoptik {sub} {f} gözlük optiği
der Brillenoptiker {sub} {m} gözlük optikçisi
der Brillenrahmen {sub} {m} gözlük çerçevesi
der Brillenrand {sub} {m} gözlük çerçevesi
die Brillenreinigungsstation {sub} {f} gözlük temizleme istasyonu
die Brillenschlange {sub} {f} {ugs.} gözlük kadın
die Brillenschlange {sub} {f} gözlük yılan
der Brillenschleifer {sub} {m} gözlük imâlcisi
die Brillenschraube {sub} {f} gözlük vidası
der Brillenträger {sub} {m} gözlük kullanan
Brillenputztuch gözlük temizleme bezi
das Brillentuch {sub} {n} gözlük bezi
die Brillentücher {sub} {pl} gözlük bezleri
die Brillenzeichnung {sub} {f} gözlük ҫizimi
der Brillerträger {sub} {m} gözlük takan
der Brillerträger {sub} {m} gözlük
der Bügel {sub} {m} [Brille] gözlük köprüsü
der Bügel {sub} {m} [einer Brille] gözlük köprüsü
die Bügel {sub} {pl} [einer Brille] gözlük köprüleri
eine Brille tragen gözlük takmak
eine Brille tragend gözlük
das Einglas {sub} {n} gözlük camı
das Gestell {sub} {n} [Brillen-] gözlük çerçevesi
ich habe meine Brille zerbrochen gözlüklerimi kırdım
die Kobra {sub} {f} gözlük yılan
mit bloßem, nacktem Auge gözlüksüz, çıplak gözle
mit der Brille gözlük ile
mit Scheuklappen gözlük
die Mondviole {sub} {f} gözlükotu
die Aluminiumbronzebrille {sub} {f} alüminyum bronz gözlük
die Bildverstärkerbrille {sub} {f} görüntü güçlendirici gözlük
die Blendbrille {sub} {f} kamaşmaya karşı gözlük
die Blendschutzbrille {sub} {f} göz kamaştırmadan koruyucu gözlük
dick umrandete Brille {sub} {f} kalın çerçeveli gözlük
dunkel umrandete Brille {sub} {f} koyu cevçeveli gözlük
dunkle Brille {sub} {f} siyah gözlük
die Durchtriebenheit {sub} {f} açıkgözlük
das Einglas {sub} {n} tek camlı gözlük
die Fensterglasbrille {sub} {f} pencere camından gözlük
gefasste Brille {sub} {f} çerçeveli gözlük
die Gerissenheit {sub} {f} {ugs.} açıkgözlük
die Gewitztheit {sub} {f} açıkgözlük
die Gleitsichtbrille {sub} {f} uzak ve yakın için farklı akyma değerli camlı gözlük
die Glimmerbrille {sub} {f} mika gözlük
die Goldbrille {sub} {f} altın gözlük
die Goldrandbrille {sub} {f} yaldızlı kenarlı gözlük
die Halbmondbrille {sub} {f} yarımay şeklinde gözlük
herzförmige Brille {sub} {f} kalp şeklinde gözlük
die Holzbearbeitung {sub} {f} marangozluk
die Hornbrille {sub} {f} bağa gözlük
die Hornbrille {sub} {f} kemik çerçeveli gözlük
die Hörbrille {sub} {f} aynı zamanda işitme olanağını sağlayan gözlük
die Kassenbrille {sub} {f} sigortanın üstlendiği fiyata gözlük
der Kneifer {sub} {m} kelebek gözlük
der Kneifer {sub} {m} yaylı gözlük
0.005s