8 direkte Treffer gefunden für: höchst


56 indirekte Treffer gefunden für: höchst

Deutsch Türkisch
hochstabil {adj} yüksek adayanıklı
der Hochstamm {sub} {m} [bei Bäumen] yüksek gövdeli
der Hochstand {sub} {m} yüksek oturak
die Hochstapelei {sub} {f} dolandırıcılık
die Hochstapelei {sub} {f} palavra atma
die Hochstapelei {sub} {f} palavracılık
hochstapeln {v} dolandırmak
hochstapeln {v} kendini olduğundan zengin (bilgili) göstermek
hochstapeln {v} kendini olduğundan zengin göstermek
der Hochstapler {sub} {m} [Betrüger] dolandırıcı
der Hochstapler {sub} {m} palavracı
die Hochstapler {sub} {pl} [Betrüger] dolandırıcılar
die Hochstaplerin {sub} {f} [Betrüger] dolandırıcı bayan
die Hochstaplerin {sub} {f} palavracı bayan
der Hochstart {sub} {m} çalışma
das Hochstarten {sub} {n} çalıştırma
der Hochstarthaken {sub} {m} çalıştırma kancası
das Hochstartseil {sub} {n} çalıştırma ipi
die Hochstaude {sub} {f} yüksek çalılık
hochstecken {v} [Frisur] (saçları) yukarıya toplayıp bağlamak
die Hochsteckfrisur {sub} {f} yukarı dikilmiş saç traşı
hochstehend {adj} (burun) kalkık
hochstehend {adj} yüksek
hochstehend {adj} üstün
hochstehende Persönlichkeit {sub} {f} yüksek şahsiyet
hochstehender Draht {sub} {m} dik duran tel
hochsteigen {v} yukarı çıkmak
hochsteigen {v} yükselmek
höchsteigen {adj} [ganz und gar eigen] tamamen kendine has
höchsteigen {adj} [ganz und gar eigen] tamamen kendine özgü
hochsteigende Rakete {sub} {f} yükselen roket
hochsteigenhändig {adj} kendi elleriyle
hochstellen {v} dikine koymak
hochstellen {v} yukarıya koymak
hochstellen {v} yukarıya yerleştirmek
die Hochstelltaste {sub} {f} yukarıya yerleştirme tuşu
die Hochstellung {sub} {f} dikine koyma
die Hochstellvorrichtung {sub} {f} teleskopun çatal ayağını yükseltme tertibatı
hochstemmen {v} yükseğe kaldırmak
das Hochsteuerland {sub} {n} yüksek vergili ülke
die Hochstickerei {sub} {f} sarma
der Hochstift {sub} {m} yüksek papazlık kurumu
hochstilisieren {v} daha iyi şekil vermek
die Hochstimmung {sub} {f} duygudurum yüksekliği
die Hochstimmungen {sub} {pl} duygudurum yükseklikleri
die Hochstosspalette {sub} {f} yukarı kakma levhası
hochstoßen {v} yukarı kakmak
die Hochstraße {sub} {f} ana yol
die Hochstraße {sub} {f} büyük şose
hochstrebend {adj} [aufstreben] yükselmeğe çabalamak
hochstrebende Pläne {sub} {pl} yüksekleği hedefleyen planlar
allerhöchst {adj} hepsinden yüksek
ranghöchst {adj} en yüksek kademeli
zuhöchst {adv} en yukarıda
zuhöchst {adv} oldukça
zuhöchst {adv} son derece
0.003s