1 direkte Treffer gefunden für: Krisen

Deutsch Türkisch
die Krisen {sub} {pl} krizler

60 indirekte Treffer gefunden für: Krisen

Deutsch Türkisch
krisenanfällig {adj} bunalıma yatkın
krisenanfällig {adj} kriz tehlikesi içinde
krisenanfällig {adj} krize yatkın
krisenanfälliger {adj} daha krize yatkın
die Krisenanfälligkeit {sub} {f} bunalıma yatkınlık
die Krisenanfälligkeit {sub} {f} krize yatkınlık
krisenarm {adj} az krizli
die Krisenbestände {sub} {pl} kriz zamanı stokları
die Krisenbranche {sub} {f} krizdeki işkolu
die Kriseneingreiftruppe {sub} {f} kriz müdahale grubu
krisenfest {adj} kriz tehlikesi olmayan
krisenfest {adj} krizden etkilenmeyen
die Krisenfestigkeit {sub} {f} krize dayanılılık
der Krisenfonds {sub} {m} kriz fonları
der Krisenfonds {sub} {m} kriz zamanı için ayrılan fonlar
das Krisengebiet {sub} {n} kriz bölgesi
krisengeschüttelt {adj} krizle sarsılmış
die Krisengespräche {sub} {pl} kriz konuşmaları
der Krisengipfel {sub} {m} kriz zirvesi
krisenhaft {adj} krizli
der Krisenherd {sub} {m} [Politik] kriz bölgesi
der Krisenherd {sub} {m} [Politik] çok sık bunalımların yaşandığı bölge
die Krisenhilfe {sub} {f} kriz (veya acil) yardım
die Krisenintervention {sub} {f} bunalıma müdahale
die Krisenintervention {sub} {f} krize müdahale
die Krisenintervention {sub} {f} psikiyatrik acil yardım
das Krisenkartell {sub} {n} kriz birliği
das Krisenland {sub} {n} kriz ülkesi
das Krisenmanagement {sub} {n} bunalım menajerliği
das Krisenmanagement {sub} {n} kriz menajerliği
das Krisenmanagement {sub} {n} kriz yönetimi
der Krisenmanager {sub} {m} kriz menajeri
der Krisenplan {sub} {m} kriz planı
die Krisenprävention {sub} {f} kriz önleyici tedbir
die Krisenprävention {sub} {f} kriz önleme
die Krisenprovinz {sub} {f} kriz eyaleti
die Krisenregion {sub} {f} kriz bölgesi
Krisensektoren in der Industrie {sub} {pl} endüstride kriz sektörleri
krisensicher {adj} güvenceli
krisensicher {adj} krize karşı dayanıklı
krisensichere Anlagen {sub} {pl} güvenceli tesisler
krisensicherer Arbeitsplatz güvencesi olan çalışma yeri
die Krisensituation {sub} {f} kriz durumu
Krisensituationen verbessern kriz durumlarını düzeltmek
die Krisensitzung {sub} {f} kriz toplantısı
der Krisenstaat {sub} {m} [Politik] siyasi krizde olan devlet
der Krisenstaat {sub} {m} [Politik] krizle boğuşan ülke
der Krisenstab {sub} {m} [Politik] siyasi krizi aşma amaçlı komisyon
der Krisenstab {sub} {m} kriz masası
die Krisensteuer {sub} {f} buhran hali vergisi
die Krisensteuer {sub} {f} kriz vergisi
die Absatzkrisen {sub} {pl} piyasa krizleri
affektive Krisen {sub} {pl} duydusal krizler
die Affektkrisen {sub} {pl} hissel krizler
bis hin zu Wirtschaftskrisen ekonomik krize kadar
finanzielle Krisen {sub} {pl} mali krizler
die Geldkrisen {sub} {pl} para krizleri
die Identitätskrisen {sub} {pl} kimlik krizleri
die Knochenkrisen {sub} {pl} kemik krizleri
die Wirtschaftskrisen {sub} {pl} ekonomik krizler
0.003s