Keine direkten Treffer gefunden für: birn

Deutsch Türkisch

51 indirekte Treffer gefunden für: birn

Deutsch Türkisch
der Birnbaum {sub} {m} armut ağacı
das Birnbaumholz {sub} {n} armut ağacı kerestesi
die Birne {sub} {f} [Glüh-] ampul
die Birne {sub} {f} [Obst] armut
die Birne {sub} {f} [ugs.: Glühlampe] ampul
die Birne {sub} {f} [ugs.: Kopf] kafa
die Birne {sub} {f} armut
die Birne {sub} {f} armut ağacı
die Birne {sub} {f} baş
die Birne {sub} {f} elektrik ampulü
die Birnen {sub} {pl} ampuller
die Birnen {sub} {pl} armutlar
der Birnenbaum {sub} {m} armut ağacı
die Birnenblüte {sub} {f} armut çiçeği
die Birnenfassung {sub} {f} ampul takma yeri
birnenförmig {adj} armut biçimi
birnenförmig {adj} armut biçiminde
birnenförmige glühlampe {sub} {f} armut biçimi akkor lambası
birnenförmige Getriebe mit Achsverbindung {sub} {pl} armut tipi mile bağlamalı redüktörler
birnenförmiger Einkristallkörper armut tipi kristal nesne
birnenförmiger konverter {sub} {m} armut biçimi konvertisör
der Birnenkompott {sub} {m} armut kompostosu
der Birnenkürbis {sub} {m} armutkabağı
der Birnenlikör {sub} {m} armut likörü
die Birnenmarmelade {sub} {f} armut marmeladı
der Birnenpo {sub} {m} {ugs.} armut şeklinde popo
das Birnenpüree {sub} {n} armut püresi
der Birnensaft {sub} {m} armut suyu
der Birnenschnaps {sub} {m} armut rakısı
die Birnensorte {sub} {f} armut türü
die Birnensorte {sub} {f} armut çeşidi
der Birnenthrips {sub} {m} armutda kirpikkanatlı böcek
Birnenthrips befall {sub} {m} armutda kirpikkanatlı böcek salgını
die Birnenwanze {sub} {f} armut biti
das Birnenwasser {sub} {n} armut suyu
der Birnenwein {sub} {m} armut şarabı
das Birnenöl {sub} {n} armut yağı
birnförmig {adj} armut şeklinde
das Birnholz {sub} {n} armut ağacı kerestesi
der Birnmost {sub} {m} [österr.] armut şarabı
die Birnspritze {sub} {f} armut ucu
der Birntang {sub} {m} [eine Braunalge, Macrocystis] kahverengi yosun
jemandem Asyl gewähren {v} birne iltica hakkı tanımak
jemandem etwas eingestehen {v} birne bir şey itiraf etmek
jemandem etwas einhändigen {v} birne bir şey teslim etmek
jemandem etwas ermöglichen {v} birne bir olanak sağlamak
jemandem etwas kredenzen {v} [geh.] birne bir ikramda bulunmak
jemandem etwas lassen {v} birne bir şey bırakmak
jemandem etwas verordnen {v} birne bir şey emretmek
jemandem etwas verwehren {v} birne karşı bir şeyi reddetmek
jemandem etwas verweigern {v} birne karşı bir şeyi reddetmek
0.003s