Keine direkten Treffer gefunden für: ışıkl

Deutsch Türkisch

52 indirekte Treffer gefunden für: ışıkl

Deutsch Türkisch
abblenden {v} [blendete ab, hat abgeblendet] ışıkları örterek köreltmek
die Abblendevorrichtung {sub} {f} ışıkları karartma tertibatı
der Abblendschalter {sub} {m} ışıklandırmayı köreltme düğmesi
der Abblendschieber {sub} {m} ışıklandırmayı köreltme sürgüsü
die Abblendtaste {sub} {f} ışıklandırmayı köreltme tuşu
der Abblendumschalter {sub} {m} ışıklandırmayı değiştirme düğmesi
die Abblendung {sub} {f} ışıkların köreltme
die Abblendung {sub} {f} ışıkların körletilmesi
Arten der Strahlen {sub} {pl} ışıkların cinsi
die Aufklärung {sub} {f} [des Himmels] ışıklanma
Auflage für Lichtschranke {sub} {f} ışıklı bariyer mesnedi
ausgeleuchtete Gleistafel {sub} {f} ışıklı demiryolu tablosu
das Ausleuchtniveau {sub} {n} ışıklandırma standardı
der Ausleuchtsbereich {sub} {m} ışıklandırma sahası
das Ausleuchtungsmodell {sub} {n} ışıklandırma madeli
die Ausleuchtzone {sub} {f} ışıklandırma bölgesi
Änderung der Beleuchtung {sub} {f} ışıklandırmanın değiştirlimesi
beleuchtbare Taste {sub} {f} ışıklandırılabilir tuş
beleuchten {v} [ich beleuchtete, ich habe beleuchtet] ışıklamak
beleuchten {v} [ich beleuchtete, ich habe beleuchtet] ışıklandırmak
beleuchtend {adj} ışıklandıran
die Beleuchterbrücke {sub} {f} ışıklandırıcı köprü
beleuchtet {adj} ışıklı
beleuchtet sein {v} ışıklı olmak
beleuchtete Anzeige {sub} {f} ışıklı gösterge
beleuchtete Skala {sub} {f} ışıklı ölçek
beleuchteter Druckknopf {sub} {m} ışıklı basma düğmesi
beleuchteter Spiegel {sub} {m} ışıklı ayna
beleuchteter Springbrunnen {sub} {pl} ışıklı fıskiye
beleuchteter Windanzeiger {sub} {m} ışıklı rüzgâr istikameti göstergesi
Beleuchteter Windrichtungsanzeiger {sub} {m} ışıklı rüzgâr istikameti göstergesi
die Beleuchtung {sub} {f} ışıklandırma
die Beleuchtungen {sub} {pl} ışıklandırmalar
die Beleuchtungsstärke {sub} {f} ışıklandırma şiddeti
belichten {v} [belichtete, hat belichtet] ışıklamak
der Belichter {sub} {m} ışıklandırıcı
belichtet [er, sie, es~] ışıklandırıyor
die Belichtung {sub} {f} ışıklama
die Belichtung {sub} {f} ışıklanma
die Belichtungszeit {sub} {f} ışıklama süresi
bespiegeln {v} [bespiegelte, hat bespiegelt] ışıklandırmak
die Bespiegelung {sub} {f} ışıklandırma
blendend hell {adj} ışıklı aydınlık
der Cursor {sub} {m} ışıklı gösterge
Cursor ausblenden {v} ışıklı göstergeyi söndürmek
das Dachfenster {sub} {n} ışıklık
die Beleuchtung anpassen {v} ışıklandırmayı uyarlamak
der Durchleuchtungswinkel {sub} {m} ışıklandırma açısı
der Eierprüfer {sub} {m} ışıklı yumurta kontrol aleti
die Eierprüfung {sub} {f} ışıklı yumurta kontrolu
erdleuchtete Landebahn {sub} {f} ışıklı iniş rampası
die Epizykeltheorie {sub} {f} [Astronomie] spisikl
0.003s