1 direkte Treffer gefunden für: Pari

Deutsch Türkisch
das Pari {sub} {n} kur

57 indirekte Treffer gefunden für: Pari

Deutsch Türkisch
Abfallzeit der Szintillation {sub} {f} parıldama zayıflama süresi
Abklingzeit der Szintillation {sub} {f} parıldamanın azalma müddeti
anlachen {v} [Himmel] parıldamak
der Apache {sub} {m} [Unterweltler in Paris] Paris‚in yeraltı dünyası
Aufenthalt in Paris {sub} {m} Pariste oturma
auflodern {v} parıldamak
aufstrahlen {v} [strebte auf, hat aufgestrebt] parıldamak
die Bastille {sub} {f} Paris`teki ünlü Bastil cezaevi
das Blauöl {sub} {n} paris mavisi katılmış bezir yağı
der Blendenbereich {sub} {m} parıltı sahası
die Blendenbreite {sub} {f} parıltı genişliği
blendfrei {adj} parıltısız
blendfreier Scheinwerfer {sub} {m} parıltı giderici far
die Blendfreiheit {sub} {f} parıltısız olma
das Blendlicht {sub} {n} parıltılı ışık
das Blendlichtstärke {sub} {n} parıltılı ışık şiddeti
die Blendschutzvorrichtung {sub} {f} parıltı giderici
die Blendstufe {sub} {f} parıldama derecesi
blendungsfrei {adj} parıltısız
das Blinken {sub} {n} parıldama
blinken {v} [blinkte, hat geblinkt] parıldamak
blinkend {adj} parıldayan
blinkende Lampenfassung {sub} {f} parıldayan lamba çercevesi
das Blinkfeuermikroskop {sub} {n} parıltılı mikroskop
der Blitz {sub} {m} parıltı
die Blitze {sub} {pl} parıltılar
blitzen {v} [funkeln] parıldamak
blitzend [funkelnd] parıldayan
Champignon nach Pariser Art {sub} {m} Paris türü mantar
der Changeant {sub} {m} parıldayan madde
changierend {adj} parıldayan
erglänzen {v} parıldamak
es hat, hatte geschienen parıldadı, parıldamıştı
das Feuer {sub} {n} [Licht] parıltı
das Flackerfeuer {sub} {n} parıldayan alev
das Flackerlicht {sub} {n} parıldayan ışık
das Flackern {sub} {n} parıldama
flackern {v} parıldamak
flackernd {adj} parıldayan
flackernd brennen {v} parıldayarak yanmak
flackerndes Licht {sub} {n} parıldayan ışık
flackert [es~] parıldıyor
flackerte [es~] parıldamıştı
der Flimmer {sub} {m} parıltı
flimmerfrei {adj} parıltısız
flimmern {v} parıldamak
flimmert [es~] parıldıyor
flimmerte [es~] parıldamıştı
der Flitter {sub} {m} parıltılı pul
die Flitterbildung {sub} {f} parıltılı pul oluşumu
flittern {v} parıldamak
die Kaper {sub} {f} kapari
die Kaper {sub} {f} kaparı
die Kapern {sub} {pl} kapari
der Kapernstrauch {sub} {m} kapari
Kurs unter pari eşdeğerde kur
die Makrelen {sub} {f} lipari
0.004s